Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"2.Temmuz.1941 Gelince önce bizim saçlarımızı kestiler, çünkü köyde bit çoktur. Suyu nereden bulacaksın da yıkanacaksın? O yüzden biz gelmeden ilk iş hamam yapmışlar Enstitüye. Esvaplarımızı aldılar, yaktılar galiba, onlara ihtiyacımız olmayacakmış. Yunduk yıkandık, devlet babanın bize verdiği elbiseleri giydik. İlk defa sadece bana ait bir ceketim oldu. Bir de yepyeni gıcır kasket verdiler. Köyde çarığım bile olmamışken kundura verdiler burada. Öğretmen sordu ayak numaran kaç deyi... Bilmiyom ki,hayatımda hiç ayakkabım olmadı benim. Neyse , bakıp uydurdular. Bir tuhaf geldi önce, alıştım sonra. Yürürkene tok tok ediyor. Ben hayatımda ilk defa karyola denir bir yatakta yattım, ilk defa masada yemek yedim, ilk defa çatal kullandım. Ben buraya gelene kadar yemeğin insanın ağzını şenlendiren bir şey olduğunu bilmezdim. Köyde yemek, sadece karnını doyurmak, hayatta kalmak için yenir. Köyde hepimiz tek sahandaki bulgura kaşık daldırırken burada herkesin ayrı tabağı var. Sulu yemeği de ilk defa burada gördüm. Bulgur için yağ bile zor bulunur bizim orada. Hayatta iki defa muhtarın kızları evlenirken tereyağlı bulgur pilavı yemişliğim var. Etin tadını sorsanız bilmezdim. İkinci Harbi Umumi köyde hepimizi korkuttu. İsmet Paşa tüm köylü erkekleri askere çağırınca babam da gitti. Tarlalar kadınlara kalınca anam benim buraya gelmemi heç istemedi. Ağabeyim dedi ki, biz yardım ederiz ana, içimizden biri okusun, Hamdi akıllıdır dedi. İyi ki de gelmişim. Köyde olsam nedecektim tozun torpağan içinde... Bana sorarsanız keyfim beylerde yok."
Sayfa 71
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.