Üç Damla Kan, tıpkı adı gibi kan, kasvet, kötülük barındıran öykülerden oluşuyor. İran edebiyatının modernizm öncüsü ve Kör Baykuş'un yazarı Sâdık Hidâyet, Kör Baykuş kadar kasvetli bir ortam oluşturuyor öykülerinde. Yaşadığı dönemde kadın algısı, din algısı, kadın-erkek ilişkileri gibi durumları tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor.
Okurken ilişkiler arasındaki yaş farkını, damızlık olarak görülen kadınların ikinci bir kadın tarafından geri plana atılmasıyla canavarlaşmasını, çocuğu olarak baktığı kızlara aynı zamanda "kadın" olarak bakan erkekleri tüm çıplaklığıyla örneklendiriyor Sâdık Hidâyet.
İnsan bir yandan bu öyküleri okurken "nasıl" ve "neden" diye sorguluyor. Diğer yandan gericiliğin kötülüğünü görüp ibret alıyor. Bu yönden öykülerdeki kasvet ve ahlâki çirkinlik kişiyi bilinçlendirdigi ve İran'ın geçmişinin perspektifini sunduğu gibi Sâdık Hidâyet'in üslubunun inanılmaz güzelliği öyküleri okunması keyifli hâle getiriyor.
Kör Baykuş'u okuduğumda nasıp etkilendiysem, Üç Damla Kan'da da aynı duyguları yaşadım. Sâdık Hidâyet ne yazsa okunur hâlde benim için. Beni en etkileyen öykü "Af Talebi" oldu. İyi Okumalar