"Duygulu taşra ağzıyla, pişmanlık getiren ölümden söz eder bazan, hâlâ varolan mutsuzluklardan, yorucu işlerden, yürekleri paralayan gidişlerden söz eder. Kafa çekip sarhoş olduğumuz batakhanelerde, çevremizdeki şeylere bakarak ağlardı, yoksulluğun hayvanı. Karanlık sokaklarda ayağa kaldırırdi ayyaşları. Kötü bir anne sevecenliği vardı küçük çocuklara karşı yüreğinde.-Alır başıni giderdi, sevimliliğiyle din dersine giden küçük bir kızın.-Her konuda bilgiliymiş havası atardı, tecim işlerinde, sanatta, tip konusunda. -Peşinden giderdim, böylesi gerekirdi!"