Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

438 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
12873 canı kaybettik! 62937 kişi yaralandı. Tekrardan başımız sağ olsun, yaralı kurtulan canlara tez zamanda Rabbim sağlık sıhhat versin. Bu bozuk düzenin karşısında durmayanı, bu insanların canlarını yitirmelerine sebep olan rüşvet yiyici aç gözlü köpekleri de tez zamanda kahretsin! Ağalık veya Derebeylik denilen düzene karşı yazılmış, 32 yıllık bir zaman içinde yazılan öykü. Aslında düzene değil de düzensizliğe başkaldıran bir kitap olduğu için çok önemli. Türk edebiyatımızın gelmiş geçmiş en iyi romanı mı? Bu bence biraz şişirme bir tabir olur çünkü çok değerli yazarlarımız var ve böyle bir kıyas doğru olmaz. Beğenmeyen biri çıkıp da Türk edebiyatı bu mu derse ne yapacağız? Her neyse. Hemen konuya gireceğim. Büyük bir deprem felaketi yaşadık ve insanlarımızı kaybettik. Defalarca değindiğim bu hususta karşımıza bir de çıkarcı, hain, hırsız olan yağmacılar çıktı. Yaşanan afetin bizzat içerisinde olup ne yaşadığını dahi bilmeyen bu hainler ne yaptılar? Marketleri yağmaladılar yetmedi enkazların arasından mücevher bulup yağma etmeye çalıştılar. Mehmetçiklerimizin bir kısmıysa arama faaliyetlerine katılacağına bu hain soysuz hırsızlar yüzünden enkazlar başında nöbet tutmak zorunda kaldı. Şimdi soruyorum köy yanarken saçını tarayanların ülkemize ne faydası oluyor zarar vermekten başka. Bu yağmacılar arasında bizim kimliğimizi taşıyanlar da vardı bu ülkeye kaçak girip ilk afette kaçacak olanda. Yani ayrıştırma yapmıyoruz. Sonra neyle karşılaştım biliyor musunuz? Fırsat buldukça kafam biraz dağılsın diye kitaba bakıyordum ve Hatçe ile Memet’in aşkından ziyade köylüler ve tavırları beni etkiledi. Biri sürgüne biri hapse gidiyordu ama daha önemlisi neydi? Ağa dedikleri şahsiyetsiz kişilik köylülere bu yıl hasadın %75’ini alacağını, büyükbaş hayvanları onlara vereceğini ve yalan söylemelerini istedi. Köylüler de buna uydular. Kendi çıkarları için, 3 5 kuruş maddiyat için hep beraber yanlış olanı yaptılar. İnsanlarımız can çekişirken yağmacılık ve fırsatçılık yapanlar da işte böyledir, beterdir. Bizler yaşamadık ama yaşamayacağımız kesin değilken, içimiz acırken ve maddi manevi neler yaparız buna odaklanırken bizzat bölgenin içindekilerin bu kadar umursamazca hareketleri ve zor olan işleri daha da zorlaştırmalarını kabul edemiyorum. Düzelemeyecek miyiz? Bir türlü dürüst ve temiz bir toplum olamayacak mıyız? En zor hayat memat meselelerinde dahi birbirimize güvenemeyecek miyiz? Hiç gitmediğimiz ülkeler bile bu topraklara yardım gönderirken bu topraklarda yaşayanlar böyle mi yapacaklar? Çok fazla söylemek istediğim var ama artık ellerim titriyor gerçekten bunu aşamıyoruz bir türlü ve canımız yanıyor. Bu hainlere bir şey yaptığımız anda da hukuken suçlu olup ceza çekeceğiz işte yoksa yapmak istediğimiz çok şey var. Serinin ilk kitabına da biraz değinip yazımızı bitirelim: Köy, yoksulluk ve imkânsızlık dramı arasında başlıyoruz kitaba. Onlu yaşlarının başında karşımıza çıkan Memed, babasının da ölmesinden sonra Abdi Ağanın Değirmenoluk köyündeki çiftliğinde çalışır. Bu süreçte çocuk yaşına rağmen işleri yapmaya çalışır ama her gün dayak yiyen bir çocuk görürüz karşımızda. En sonunda köyden kaçar ve Koca Süleyman adında birinin yanında çalışır. Süleyman ise ona öyle bir çoban gözüyle bakmaz da oğlu gibi davranır. Bunu not aldım acaba dedim serinin diğer kitaplarında bir intikam mı olacak ya da baba rolündeki adama mı bir yardım edecek veya Süleyman ölecek de o intikam peşine mi düşecek diye pek çok soru vardı kafamda. Tabi hikâye örgüsü yani insanlardan kaçması, eşkıyalarla tanışması, yol kesmesi, kız kaçırması gibi meseleler olsa da anlatımın, bakış açısını göz önüne aldığımızda Flashback yapılmış gibi konuşmamız mümkün. Hâkim bakış açısıyla anlatılan bir roman olduğu için bunu söyledim. Çünkü gelişen olaylar bütününden geriye dönüp baktığımızda pek çok boşluğun bu geçmiş sahnelerinin sonradan kısa da olsa açıklamalarının eklenmesiyle ilerliyoruz. Mesela 12 yaşından 18’e atlıyoruz. Şahıs kadrosu çok kalabalık. Pek çok not aldım aslında ama devam kitaplarında ne olacak, belirli bir sıra mı gözetilecek yoksa farklı olaylar mı yaşanacak bilemediğim için bu karakterin kaç tanesini kullanacağımızı da bilmiyorum. Yani mesela iyiler ve kötüler şeklinde bir sıralama mı yapacağız yoksa zenginler ve fakirler şeklinde bir sıralama mı yapacağız; zabıtalar, yöneticiler, esnaflar şeklinde mi ilerleyeceğiz ona da karar veremiyorum. Haydut hayduttur. Eşkıya eşkıyadır. Yani yazarın iyi haydut ve kötü haydut şeklinde bir gösterim yapmasını çok kabullenemiyorum. Dünyanın en iyi insanı sübyancı dediğimiz sapıklardan çıkarsa, olsun bu adam çok iyi mi diyeceğiz? Masum birini öldürüp katil olursa olsun çok iyi kalpli mi diyeceğiz? Eşkıya eşkıyadır, iyilik iyidir. Kötü olduktan sonra Abdi Ağa karakteri vardır temsilci olarak. Cumhuriyet döneminde geçen bu roman Anadolu halkının geri kalmışlığını doğru yansıtmaya çalışmasıyla önemlidir benim için. Çünkü bunlar cahil deyip geçmez, bunlar cahil bırakılmıştır der. Günümüzde bile Anadolu insanını kandırmak daha kolaydır. Çünkü onlar iyi düşünür, temizliğin temsilcisidir. Kötülük bilmedikleri için kötülük de beklemez, melek gibidirler. Aynı zamanda yaşadıkları sefil, çekilmez bir hayat vardır ve bu da aktarılır. Bunlar önemli kısımlardır. Güzel bir başlangıç kitabı olduğunu düşünüyorum ve devam kitaplarını da çok merak ediyorum. Buruk bir hevesle onlara geçeceğim şimdi. Hepimize iyi okumalar dilerim..,
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,5bin okunma
·
215 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.