Madem yeri geldi, açıklayayım: Yılmaz'ın yeni kitabı çıkmış. Ailece
görüşmeyiz.Çünkü benim bir ailem yok. Ama zorlarsanız, ailemiz
halktır deriz ikimizde. Onun dayısı benim bir yerlerden
öğretmenimdir, benim halam zaten onun aşk kirvesi. Dağlara baka
baka, kıçını Akdeniz rüzgârına kaptırmış bir toprağın çocuklarıyız.
Annelerimiz bir nasılsa; az ıhlamur, az Nâzım, biraz da tebessüm
yetiyor ayaklanmaya. Ayaklanmak, haydi haydi ayağa kalkıp çıkıp
gitmek oluyor kovulduğun ülkede. Gitsen nereye gideceksin; ceketin
Van marka, gömleğin Bingöl yaka, donun toprak kokuyor. Bağdaş
kurup ayak tırnaklarını kesmek istesen, Avrupalı değilsin işte.
Yılmaz'sın, İskender'sin. Bizdensin. Ailen, "mademki yeri geldi,
açıklayayım" Ailesi. Dedikodu ailesi. şiirimiz dedikodu üzerine kurulu.
İyi ki de kurulu: İmge, nesnelerin, meselelerin arkasından
konuşmaktır aslında. Yılmaz, bunu bilir. İyi bilir. Hayatın içinde
hayatın arkasından konuşur. Hayat onu konuşur, o hayatı konuşur.
Birbirlerini yerler. Sonra birileri girer araya, barışırlar, hayatla da iki
kadeh içtiler mi gün ışıyana kalmaz, kankalar. Sekiz kere üst üste
müebbet yemiş de gülümser barışmalarına, güney sınırında günde
kırk saat nöbet tutan da, Tophane'de İtalyan Yokuşu'ndan yuvarlanan
karpuz da gülümser, az sonra yağmur olup inecek bulut da.
Yılmaz'ın doğası gereğidir "ihtimal" çünkü. Umut ihtimalse sahicilik
düş olabilir. Yahut tam tersi. Tersi de düzü de adam gibi adamdır işte.
Silah taşıyorsa çeker vurur, aşk taşıyorsa çeker sever.
"şimdi
şifa niyetine giriyorum sulara,
mavisine değil denizin,
sade tuzuna. "
Hepimizin bir yanı büyüyüp birinci sayfa haberi olma hayali kuran
üçüncü sayfa haberi. En berbatı, ikinci sayfaya sıkışmak. İkinci sayfa
haberi sevdalarla cebelleşmek, ikinci sayfa haberi bir ömrü çocuklara
miras bırakacak olmanın hazin telaşına kalp krizleri, kanserler,
yoksulluklar çoğaltmak. Yılmaz, bu insanların sofrasına oturdu her
şiir meczubu gibi. Hüznün alamet-i farikasıdır çünkü şair.
Madem yeri geldi, açıklayayım: Bugün şiir yazdığını iddia eden
birçok kişide yok Yılmaz Erdoğan'daki içtenlik, samimiyet. Derdini
demek, derdini diyebilmekle mükellef olduğunu bilmek. İşte işin
doğrusu bu ve Yılmaz bunun farkında.
"durumumuz budur usta
o zaman bunu kaydedelim."
Kayıtlar tamam, yalnızlık içip içip evlerimizi basana kadar şimdilik
bir mühlet rahatız Yılmaz Usta.