ABD'li insan hakları aktivisti, feminist kadın şair Randall'ın, ölümünden yıllar sonra kendi deyimiyle Che literatürüne küçük bir katkısı. Kardeşi ve dostu ile tanışan yazarın, oluşan Che mitine bakış açısı ve imgeleminde yerleştirdiği bir köşesi. Kendisi de Che gibi ağır astım hastası yazar, CIA tarafından Bolivya'da öldürüldüğü itirafı ile başlıyor yazısına, kesilen ellerinin bir sembol gibi halen Küba'da saklandığından ve okuduğu en iyi denemenin #johnberger 'in #chegueveranınölümü olduğundan bahsediyor. İnatçı, alkol almayan, kadınlara düşkün olmayan, tarihe, edebiyata ve pek çok branşa meraklı, iyi bir okur, araştırmacı, tartışmalara tutkun ve eleştirel kişiliğinden de. Arjantin'li aristokrat bir ailenin bu büyük oğlu, Meksika'da tanıştığı #fidelcastro ile birlikte ABD'nin 150km yakınındaki Küba adasında sosyalist devrime liderlik ederler. Sınırların kalkmasını ve büyük Sosyalist Enternasyonal altında insanlığın birleşmesini hayal eden bu adam, devrimden sonra getirildiği Merkez Bankası başkanlığı ve Sanayi Bakanlığı'nda (Ailesi dahil bir ayrıcalık kabul etmez) dönemin iki kutuplu dünyasında Fidel'in aksine Sovyet tezlerini değil Mao'nun Çin devrimini (Tarım toplumu benzerliği) örnek alır ve gelen eleştirilere set çekerek, Kongo ve Bolivya'ya gerilla mücadelesine girmeyi seçer ve henüz 39 yaşında öldürülür. Yazarın Feminizm takıntısıyla Che ve girdiği savaşım hakkında gitgelleri, oluşturulan tabu mitler dediği din/devrim bağlamında Hz.İsa- Che benzerliği kurabilmesi eseri oldukça ilginç kılmış ve Che'nin annesi dahil hayatına giren kadınlardan başlayarak, duruşunu biçimleyen noktalara da iyi parmak basmış doğrusu. Emperyalist düzenin şimdiki sahibi ABD'de yaşayan bir kadın yazarın imgeleminde oluşan Che mitosu ve sorguları: Okunabilir...

Aklımdaki CheMargaret Randall · İletişim Yayıncılık · 201619 okunma

·

95 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.