Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah, insanı sudan ve topraktan yaratmış, ona kendi ruhundan üflemiş, onu bütün canlılar arasında özel bir konuma getirerek kendisine muhatap yapmış ve ona; "Ey insan, ey insanlar, ey âdemoğlu," diye hitabetmiştir. Madem ki insan, yeryüzünün imar, ıslah ve idaresi emaneti ile görevli bir halifedir, öyleyse bu hilâfet vazifesine layık olmalıdır. Peki bu ehliyetin şartları nelerdir acaba? Kur'ân, bize halîfe olmanın ölçüsünü şöyle açıklar: "Allah, içinizden, iman edip de salih amel işleyenlere, kendilerinden önce gelenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına.. dair vaadde bulunmuştur." (Nûr, 24/55); "Şüphesiz iman edip, salih ameller işleyenler var ya, işte onlar, yaratıkların en hayırlısıdırlar." (Beyyine, 98/7); “De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. (Zümer, 39/9) Ayetler bize bu ölçünün, iman, salih amel ve ilim oldu ğunu açıkça belirtiyor. Eğer insanoğlu bu özelliklere sahip olmaz, bu şartları yerine getirmezse görevini yapmamış olur. İmar, ıslah ve idare, bilgi ve irfanla olur. Nitekim ilk halîfe Adem, meleklere ilimle üstün gelmiştir. İlim, esastır. Maddî ve manevî ilerlemenin, kalkınmanın şartı ilim ve sanattır. İlim, irfan ve sanatta geri olanlar, ilerleme kaydedemezler. Hz. Peygamber (s.a.v.), ilk müslümanları öncelikle cehaletin köleliğinden kurtarmaya çalışmıştır. Ve "sadakalarin en faziletlisi, insanin ilim öğrenmesi sonra da onu bir baska kardesine öğretmesidir" buyurmuştur
Sayfa 9 - Tibyan
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.