Meclis içinde
yemek, öncelikle bedeni, onun uygunsuz iştahlarını,
işlevlerini, seslerini ve kaprislerini unutturan bir özdenetimi gerektirir.
Fakat bu da yeterli değildir: Sofra adabı, bunun da ötesinde
iki yönlü bir genel tavır ve tüketim tekniği gerektirir. Yemek,
jestlerin düzeninin herkes tarafından ayarlandığı bir çeşit
bale haline gelirken, sofra takımlarının şahsileşmesi ve sofrada
kullanılan -çatal, bardak, peçete, bıçak, kaşık gibigereçlerin sayıca
artması, incelikli bir kullanım dersini gerektirir. Bütün bu
şartlar -bizim için, gayet tabü, olduğunu düşüneceğimiz şekilde
normal ve kesin hale gelmiş şartlaryerine getirildiğinde sofra
nihayet gerçek amacı olan bir şey, yani sosyalliğin görünür bir
uygulaması haline gelir.