''Hiçbir şey söylemeyenlerin sessizliği korkunç bir şey. Unutmayı bilmeyenlerin sessizliği, yitip gitmiş olduklarını bilenlerin sessizliği bu.''( syf 22) Alıntıyla başlamak istedim incelememe. Kitap isminden de anlaşılacağı gibi bir tren seyahati odaklı ve bu tren savaşa asker taşıyan bir Ürendir. Kahramanımız Andreas ve birkaç arkadaşının hikayesidir.
Böll'iin savaş hakkındaki düşünceleri oldukça etkili. Bana kalırsa kendisi zorlu bir dönemde birçok şeyi apaçık görebilen bir yazardı. insanlık olarak kimi boğucu dönemlerden geçerken, özellikle tam da o zamanlarda bazı gerçekleri fark edebilmek olay olmadığı gibi ağır bir iştir de. Böll'iin kendisi de bizzat cephede bulunmuş biri.
Yazdığı konuda tecrübeli. Savaşın ne denli kötü bir şey olduğunu yerinde tecrübe edip, o savaş şoku içerisinde gerçekleri seçebilmiş bir yazar kendisi. İşte özellikle savaş gibi yoğun olaylar insanlık olarak bizi adeta bir şoka sokar. Bu şokun etkisi
altındayken işin mantıksal ve felsefi yönünü görebilmek; gerçekten de o şok içerinde, fark etmenin getirmiş olduğu yoğunluğu kaldırabilmek asıl meseledir.
İyi okumalar dilerim.