Müslümanların toplumsal sınıfı , askeri, mülki hatta ruhanî memurlardan müteşekkildi. Bu sınıfın çıkarı, devletin beka ve devamı ile mensuplarının bilfül yönetime katılımıyla sağlanıyordu. Tamamen ülke çıkarlarından yana olan ikinci bir toplumsal zümre, büyük Müslüman tüccardı. Bunların bir kısmı devlete müteahhitlik ve mültezimlik eder, bu nedenle devletin devamını gözetirlerdi. Bazıları payitaht ve vilayetler arasında
ya da Osmanlı İmparatorluğu ile yabancı ülkeler arasında ticaret yaparlardı. Bunların da çıkarı ülkede düzen ve asayişin, her ne pahasına olursa olsun
saglanmasını gerektirirdi. Ülke çıkarlarnın bütününe sahip çikan üçüncü bir
toplumsal zümre vardı. O da Müslüman arazi ve emlak sahipleriydi. Büyücek araziyi bizzat ya da dolaylı işleten ziraat erbabı, şehirlerde emlak sahibi
ve küçük toprağında bizzat çalışan rençper bu kesimde yer alyordu.