Tolstoy'un okuduğum en güzel romanlarından biriydi. Aşk, ihanet, ölüm ve yaşamın anlamı, savaşın soylular üzerindeki etkisi enfes biçimde harmanlanmış romanda. En üzüldüğüm ve kendimi yakın bulduğum karakter; Prens Andrey'di gerçek sevgiyi ve hak ettiğinden daha fazla saygıyı görmesi gereken biriydi. Nataşa'yı ara ara bıçaklayasım geldi. Piyer ise kendi halinde ama zaman zaman savaştaki rolüyle beni şaşırtan birisi oldu, esir alınırken birlikte kaldığı arkadaşına da çok üzüldüm gerçekten. Sık sık tanrıya olan inancımızın ne kadar önemli olduğunu yoksa acılara katlanmakta büyük zorluklar çekeceğimizi romanda bolca vurguluyor Tolstoy. Olayların bu kadar akıcı olması ve yüzyıllar geçse bile hâlâ aynı hisleri birebir yaşatması çok hoşuma gitti gerçekten temel eser diye boşuna denmemiş.