Onun düşüncesine göre insan belirli bir amaç için doğmamıştı. Tam tersi: Yalnızca bir bireyin doğumuyla beraber bir amaç beliriyordu. Başlangıçta nesnel olarak bir amaç üretmek ve bunu bir insana uygulamak, doğuştan onun hareket özgürlüğünü elinden almaktı. Dolayısıyla amaç, bu dünyaya gelen bireyin kendisi için yaratması gereken bir şeydi. Ama hiç kimse, kim olursa olsun, özgürce bir amaç yaratamaz. Bunun nedeni, kişinin varoluş amacının, bu varoluşun seyri tarafından evrene hemen hemen kesin şekilde ilan edilmesiydi.