Neden bana yaşamasını öğretmediler? ... İnsanların en verimli olduğu çağda tükendim. Her anı, ne yapmam gerektiğini düşünerek geçirdiğim için çabuk yoruldum. Bana müsaade.
Evet, kendimi zincirlenmiş gibi hissediyorum ama aynı zamanda zayıflığımın o kadar farkındayım ki, âdeta bana destek olan bu bağları koparmaya korkuyorum.
Keşke kaçabilsem. Bildiğim, bana ait olan, sevdiğim şeylerden kaçabilsem. Keşke gidebilsem - Hindistan'daki imkânsız bir krallığa ya da dünyanın geri kalanının güneyindeki dev adalara değil, sıradan bir yere -bir köye ya da çöle-, burası olmayan herhangi bir yere. Bu yüzleri, bu alışkanlıkları, bu günleri görmek istemiyorum artık. Başka biri olmalı, hücrelerime sinmiş bu rol yapma saplantısının yorgunluğunu atmalıyım. Uyku huzurla değil, hayatla çöksün üstüme. Deniz kenarında bir kulübe, hatta dağların sarp eteklerinde bir mağara yeter bana. Ne yazık ki istemekle olmuyor.