Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

…o kendine acı verme istenci, içselleştirilmiş, kendi içine geri sürülmüş hayvan-insanın, ehlileştirilmek amacıyla “devlet” içine tıkılmış olanın, bu acı verme isteğinin boşalabileceği daha doğal yolun tıkanmasının ardından, kendine acı çektirmek için “vicdan rahatsızlığını” icat etmiş olanın o sinmiş zalimliği, - bu vicdan rahatsızı insan, kendine yaptığı işkenceyi en tüyler ürpertici katılığa ve keskinliğe vardırmak için, dinsel öncülü ele geçirmiştir. Tanrı’ya karşı bir suç: bu düşünce onun işkence aleti olur. Asıl ve sökülüp atılamaz hayvansal içgüdülerinin, bulabildiği en son karşıtlarına tutunur “Tanrı”da, bu içgüdülerin kendilerini de Tanrı’ya karşı işlenen bir suç olarak yeniden yorumlar (“kutsal efendi”ye, “Baba”ya, ataların en ilkine, dünyanın başlangıcına karşı bir düşmanlık, başkaldırı, ayaklanma olarak), “Tanrı” ve “Şeytan” çelişkisine gerer kendini; kendine, özünün doğasına, doğallığına ve gerçekliğine dediği her “Hayır''ı bir “Evet” olarak, var olan, elle tutulur, gerçek olan olarak, Tanrı olarak, Tanrı’nın kutsallığı olarak, Tanrı'nın yargıçlığı olarak, Tanrı’nın cellatlığı olarak, öbür dünya olarak, bengilik olarak, sonsuz bir işkence olarak, cehennem olarak, cezanın ve suçun ölçülemezliği olarak dışa vurur. Ruhsal zulüm alanında belirmiş, eşi benzeri kesinlikle olmayan bir tür istenç delirmesidir bu: insanın kendini, kefareti olamayacak denli suçlu ve rezil görme istenci; kendini, işlediği suça hiçbir zaman denk düşemeyeceğini bile bile, cezaya çarptırılmış olarak düşünme istenci, bu “sabit fikirler” labirentinden çıkış yolunu daimi olarak kapatmak amacıyla, ‘şeyler’in en temeline ceza ve suç sorunsalını bulaştırma ve bu temeli zehirleme istenci, bir ideal - “kutsal Tanrı” idealini - dikme ve bu ideal önünde kendi mutlak değersizliğinden somut olarak emin olma istenci. Ah bu çılgın ve kederli insan canavarı! Neler gelmiyor ki aklına, ne saçmalık nöbetleri, ne doğaya aykırılıklar, ne düşünce canavarlıkları patlak vermiyor ki eylem canavarı olmaktan biraz olsun alıkoyulduğunda!.. Bütün bunlar son derece ilginç ama aynı zamanda kara, kasvetli, sinir bozucu bir keder de içeriyor, öyle ki bu dipsiz uçurumlara uzun uzadıya bakmayı şiddetle yasaklamalı insan kendine. Hastalık var burada, buna şüphe yok, insanı şimdiye dek kırıp geçirmiş hastalıkların en korkuncu: - ve kim sevgi çığlığının, en özlemli coşku çığlığının, sevgideki kurtuluş çığlığının bu işkence ve saçmalık gecesinde nasıl tınlamış olduğunu hala duyabilirse (ama bunu duyacak kulak bugün artık kimsede yok!), üstesinden gelinemez bir dehşetle sarsılarak uzaklaşır...
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.