Şimdiye kadar birçok Nasrettin Hoca fıkrası dinlemiş ya da okumuşsunuzdur. Evet, göle maya çaldı ya da eşeğe ters bindi. Kimi zaman da bindiği dalı kesti. Güldürdü ya da güldürmedi. Tüm bunlar bir yana, böylesine bir eserde Nasrettin Hoca'nın sivri zekasına ve göndermelerine hayran kalacaksınız. İçeriğinde Nasrettin Hoca Fıkraları yok. Ancak yaşanan fıkra gibi olaylar sizi oldukça eğlendirecek. 1400'lü yıllarda geçen ve Timur'un Anadolu'ya girdiği zamanlarda geçiyor yaşananlar. Nasrettin Hoca'nın topluma dair göndermeleri yerli yerinde ve ders niteliğinde. Bir çok yerde altını çizdiğim yerler oldu. Kitap boyunca en çok da toplumumuzun insana değil de farklı zamanlarda değişebilen herhangi bir nesneye saygı gösterdiğini anlatıyor Nasrettin Hoca. Hem de kendi üzerinden. Kimi zaman kavuk kimi zaman kaftan. Belki de şimdi bir başka şey. Kavuk yanında bir de Karakaçan var ki sormayın gitsin. Bir eşek bu kadar mı çok olur. Eh bunu da gözler önüne seren yine kendisi. Okurken kaliteli bir zaman geçireceksiniz. Mutlaka okumalısınız. Son cümlesiyle bir tebessüm oluşacak çehrenizde.

Hoca Nasrettin ve ÇömezleriRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2017105 okunma

·

36 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Abdulsamet Koç