Dört küre
Bu kitabı bana ilkleri yaşatan kitap olarak ilan ediyorum.
İlk bilim kurgu okumam,
İlk kitap çekilişine katılmam,
Ve ilk kez katıldığım bu çekilişi kazanmış olmam.
Yazar 
Umut Orhan 'ın yazmış olduğu bu kitabı profilinde yapmış olduğu bir çekilişte tesadüf eseri gördüm. Aslında bilim kurgu okuyan biri değilim. Genelde dini ve edebi eserleri okumayı severim. Fakat kitabın incelemelerini okuduğumda, fazlasıyla merak ettim ve okuma isteği duydum. Kazanma umudum hiç yoktu ama bir şansımı denemek istedim. Sonuçlar açıklandığında, adımı listenin üçüncü sırasında görmek beni epey mutlu etmişti. Sonrasında daha yazarımızın kitabı elime ulaşmadan deprem haberleri ile sarsıldık. Kitap imzalı bir şekilde elime ulaştığında ise deprem psikolojisi ile alt üst olmuştum. Biraz kendimi toparladıktan sonra başladım ve birinci gün 55 sayfa okudum, diğer gün hiç elime alamadım, üçüncü günde ise bitirdim. Kolay okunan, yormayan bir dili var. Yazarımız kitabın önsözünde kitabın edebi tarzı konusunda iddialı olmadığını, içinden geldiği gibi yazdığını söylemiş. Eminim ki edebi dilde bir kitap yazmış olsa idi, yine çok başarılı olurdu. Çünkü kitap bilim kurgu kitabı olduğu için edebi bir dil aradığımı söyleyemem ama yazar bizi resmen ters köşe yaparak altı çizilecek mükemmel satırlar eklemiş.
Umut Orhan herşeyin akademik çalışmaları sırasında, robot sınıf proje fikriyle başladığını söylüyor. Kalıcı ve sözlü bir metin hazırlamayı düşünürken, dostlarının da cesaretlendirmesi ile bu bilim kurgu kitabı ortaya çıkmış. Elimin ucundaki imzalı kitabım için buradan tekrar teşekkürlerimi ileterek kitaba geçmek istiyorum.
Dört tane küremiz var. Böyle küreleri ayırarak düşününce daha anlaşılır oluyor.
MAVİ KÜRE: Burayı yeryüzü yani bizim bildiğimiz dünya olarak düşünelim. Mavi kürede artan teknoloji gelişiminin büyüsüne kapılan insanlar, yaşam döngüsü ile ilgilenmedikleri için, doğanın dengesi bozulur. Toprak, hava, su ve çevre kirliliği gibi faktörler küresel ısınma problemine sebep olur. İnsanoğlunun dünyadaki yaşamı tehdit altındadır ve bilim insanları yeni gezegenler aramaya başlarlar. Bunun sonucunda yapay dünya kolonileri fikri ortaya çıkar. Yaşanacak yeni gezegenlerin keşfi için devasa büyüklükte uzay gemileri yaparlar.
Yapay dünya gemilerinde bir insanın bütün ihtiyaçlarını karşılayan tesisler vardır. İçine giren kendini dünyada gibi hisseder. Geçenlerde bir bilim kurgu filmi izlemiştim. Passengers (uzay yolcuları) kitabı okurken, o filmdeki sahneleri gözümün önüne getirerek okudum. Tıpkı kitapta geçtiği gibi, yapay dünya gemilerinde yolculuk eden, yeni bir gezegen arayan kuluçkaya yatırılmış insanlar vardı. Yalnız iki insan uyanıktı ve gemide ne ararlarsa vardı. Muhteşem bir gemiydi, havuzu, spor alanları, restoranları, hobi alanları vs.vs.
PAMUK KÜRE: Bu kürede profesörün geliştirdiği yapay bilinçler, robotlar ve insanlar topluluğu var. Her kürede amaç aynı yapay dünya gemileri ile yolculuk halinde iken, yeni bir yaşamsal gezegen bulmak. Fakat bu kürede bir isyan çıkıyor. Yapay bilinç u78 insanları yok etmeye kalkıyor. Böylece u78 imha ediliyor.
TURUNÇ KÜRE: Burada pamuk kürede olan isyan ve insan katliamı duyuluyor ve isyana karşı çalışmalar yürütülüyor. En iyi ve benim en sevdiğim yapay bilinç olan c11'in isyanı yatıştırmada büyük katkısı var. Çünkü u78 imha edildikten sonra, us58'de de aldığı hasarlar sonucu u78'de görülen psikopatlıklar görülüyor. O da insanları yok etmeye çalışıyor. Yani iki psikopat bilincimiz var u78 ve us58 ilki imha edildiği için, ikincinin de bilincinin kapatılması lazım ki insan ırkı yaşayabilsin.
Son küremiz LACİVERT KÜRE: Profesörün gemiden inip, dünyaya benzer bu gezegende yaşadığı evlenip, çocuğu ve torununun olduğu küre. Profesör burada yaşamını sürdürürken, bulunduğu yere gemileri yönetip, gözlemleyebileceği bir alan oluşturuyor. Buradan gemileri takip ediyor. Ve onun buradaki yaşamının yarısında, us58 silahları ile savaşa hazırlanıyor. Bunu duyan c11, us58 ile bir çarpışma gerçekleştiriyor ve yaşamı ikinci psikopattan da temizliyor. Ancak kendi de vuruluyor. Burada çok üzüldüm. Çünkü ben c11'i çok sevmiştim. Ama neyse ki c11'in bilincinin yedeği öncesinde alınmış olduğu için üzülmemize gerek olmadığını, tekrar onunla görüşebileceğimizi, ikinci bir devam kitabının geleceği sinyallerini alarak, kitabımız lacivert kürede artık bir dede olan profesörün torununu hikayelerle uyutması ile sonlanıyor.
Kitapla kalın.
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.