Allah’ım sen topraklarımıza huzur ve dinginlik ver. Toprağımıza huzur isteyerek başlıyorum çünkü yaşadığımız durumlar ve her gün bir yenisinin eklenmesi, bilimsel olarak en kısa ay Şubat olabilir ama ben bu kadar uzun süren bir ay hatırlamıyorum. Bugün aynı zamanda üç aylar olarak adlandırdığımız Recep, Şaban ve Ramazan aylarından Şaban ayının da ilk günü. Rabbim bu günlerin yüzü suyu hürmetine toprağımıza sakinlik ve dinginlik versin. Kitabımız ise ilgi çekici bir İstanbul romanı. Aslında romandan ziyade hikâye demenin daha doğru olacağını düşündüğüm bu kitabı beğenmemiz için şartlarımız var. Eğer İstanbul kitaplarını seviyorsak bu kitap hoşumuza gider ama İstanbul konulu çok fazla eser okuduysak bu kitabı çok da beğenmeyebilirsiniz. Böyle bir durum olduğunu yahut böyle düşündüğümü belirteyim çünkü bir kitabı okurken ki psikolojimiz çok önemlidir bana göre. Eğer çok mutluysam en ağır ilerleyen kitap bile akıcı gelirken mutsuzsam en iyi kitap bile ilgimi çekmez. Psikolojik etki oldukça önemlidir. Florya’da kuşları yakalayıp çeşitli ibadethanelerde ve kalabalık yerlerde “Azat buzat beni cennet kapısında gözet” diyerek satan ufak çocuklar (Uzun Süleyman, Hayri, Semih) bu kitabın konusu ve kahramanıdır. Aynı zamanda bu ‘Azat Etme’ olayı çok eski bir İstanbul geleneği olup, burada para kokusunu alan pek çok zanaatkar, senelerce kuşları yakalamış ve para karşılığı özgür bırakmıştır. Aynı kuşları tekrar tekrar yakalayıp sattıklarını da söylemeye gerek yok ama söyleyelim. Çünkü bir kuşu azat ediyorsanız o kuşun sizi cennet kapısında beklediği inancını da taşıyorsunuz demektir. Bu yıllarca süren bir gelenek olduğundan dolayı da nasıl diyelim, oldukça tutulan bir iş olmuş. Tabii yapılan benzetmeler ve canlandırmalar kitap içinde çok önemli, gerçeklik katıyor kitaba. Verilmek istenen mesaj ise aslında bir eleştiri. Kendi değerlerine sahip çıkmamış ve kendi değerlerini kaybetmiş insanların bir eleştirisi yapılmaktadır aslında. Nedir bunlar? Acıma duygusu, sevgi, insanlık derken ekonomi ve fakirlik özelinde bir yergi bir eleştiri vardır diyebiliriz. Hatta öyle bir toplumcu eserdir ki günümüzde kimse çıkıp da İstanbul çok güvenli, herkese rahatça itimat edebilirsiniz, İstanbul kadar güvenli ve mutlu bir şehir daha yoktur diyemez. Derse zaten güleriz, hatta bunu diyeni duyan birileri o kişiye köprü vesaire satmaya çalışabilir diyelim ve geçelim. Verilen mesajları ve hikayesini beğendiğim, etkilendiğim bir eser oldu. Hepimize iyi okumalar dilerim..

Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,5bin okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak