Gerçek yaratma, olumsuz zihnin yaratmaya son vermesiyle olanak kazanır. Dahası, gerçek tapınmaya, dinselliğe, kutsallığa da ancak olumsuz zihnin egemenliğinden sıyrılarak adım atılabilir. Sûfîlerin "gerçek zikr unutmaktır; Allah'tan başkasını unuttuğun zaman O'nu zikretmiş olursun" ve, "daha da öteye giderek, "Zikrin hakikati zikri unutmaktır" biçimindeki yaklaşımları, zihnin olumsuz niteliklerden arındırılmasının bu konuda taşıdığı büyük önemi ortaya koymaktadır.