İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1986 yılında bitirdi. 1987 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi anabilim dalında araştırma görevlisi olarak akademisyenlik yaşamına başladı. Yüksek lisans eğitimini "Platon'un Hukuk Görüşü" başlıklı çalışmasıyla, Prof. Dr. Vecdi Aral'ın danışmanlığında; doktora programını "Hukuk Felsefesi Açısından Yararcılık Teorisi" başlıklı çalışmasıyla ve yine Prof. Dr. Vecdi Aral'ın danışmanlığında tamamladı. 1997 yılında "Hukuk Felsefesi ve Sosyoloji Doçenti" unvanını alan yazar, 2004 yılında da aynı anabilim dalına profesör olarak atandı.
Evli ve iki çocuk babası olan Prof. Dr. Ahmet Gürbüz, Nisan 2013 tarihine kadar çalıştığı Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi anabilim dalındaki görevi sonrası, bu tarihten itibaren Bingöl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Hukuk Bilimleri anabilim dalında öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Tutsaklık/ bunalım dünyamızın sonunu getirebilmek ve özgürlük/dinginlik dünyasına başlangıç yapabilmek için en temel ödevimiz; gerçek uyanış olarak nitelendirilebilecek, düşünce rüyasından uyanarak öz varlığımızı ve bilincimizi olumsuz zihinden geri istemek, ona yeniden sahip çıkabilmektir. Bunun yolu ise, sürekli vurgulandığı gibi, olumsuz zihin işlevlerinin izlenmesi ve tanıklık etme aracılığıyla farkındalığın sağlanmasından başka bir şey değildir.
...Kurtuluş yolu aradığı için yalnızca kendi nefsiyle uğraşan
insanın durumu ne güzeldir!...
...Böyle bir insan mutludur,huzurludur.
Böylece varoluşun tüm hakikatlerini elde eder.
Sonsuz kederleri, tutkuları ve kötülükleriyle cahil zihin,
üç zehrin içine kök salmıştır: Hırs, öfke ve aldanış.
Bu üç zehirli zihin durumu sayısız kötülük içerir.
Hani evimizdeki bir odamıza yeni aldığımız mobilyaları yerleştirmeden önce bir sevinç, heyecan, haz duyarak, odamızı temizler gerekiyorsa boyatırız.
Zekamızın kumanda masası olan Zihin, bilinç, bilinçaltımız da aynı hassasiyeti öz irademizden bekliyor.
Zihin temizliği, düzeni kurulmadan edinilen her düşünce, inanç, gözlem ve yargı arızalı ve şüpheli olacaktır.
Diğer kitaplarını da zevkle okuduğum, hukuk felsefesi ve sosyolojisi ana bilim dalı öğretim üyesi sayın Prof. Dr. Ahmet Gürbüz"ün bu eseri de bizlere zihin temizliği yolunda rehberlik yapıyor.
2 günde okuyabileceğiniz 158 sayfalık bu eseri öncelikli okuma listenize eklemenizi öneririm.
Ali Rıza Malkoç
Çoğunlukla hastalıklarımızın ne olduğunu ve nerelerden kaynaklandığını biliriz fakat teşhis ve tedavide yanılabiriz, ihmalkâr davranabiliriz.
Toplumsal düzenin, demokrasi ve insan haklarının "olmassa olmaz"ı hukuktur.
Toplumda bilinç olarak en az yer bulan da hukuktur. "Vaktimizi öldürecek o kadar çok cezbedici cazip reklam var ki, kim okuyacak bunları da bilincini yükseltecek, okuyacaksam roman okurum" diyenleriniz de çıkacaktır.
Bir yerden başlanmalı, roman da okuyalım sorun yok.
Aşağıdaki 260 sayfalık eser, bizi çok farklı gerçek ve değerlerle tanıştırıyor.
Bunlardan biri de neden siz olmayasınız?
Ali Rıza Malkoç
Kitabın zen düşüncesi üzerine aktarımı gayet iyi olmakla beraber zen mesajlarını ruha işlettiriyor. Fakat tasavvuf kısmı aşırı zayıf tasavvufu da anda yaşamak üzerine var olan bir düşünce olarak aktarma yoluna gitmiş oysa bu tasavvufun amacı değildir sadece bin etkisinden bir etkidir