Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tante Rosa, vahşi doğasının peşine düşüp de zincirlerini kıramayan, hayatta aradığı doyumu bulamayan, bireyselliği ile toplum hayatı arasında kalıp, itaatsizliğinin bedelini Eric Fromm'un "İtaatsizlik Üzerine"deki "yüzyıllar boyunca krallar, rahipler, derebeyleri, sanayici patronlar ve ebeveynler, itaatin bir erdem, itaatsizliğin ise bir ahlaksızlık olduğunda ısrar etmişlerdir" sözlerini haklı çıkartan pahalarla ödeyen ve sahipsiz ölüleri gömme fonuna kadar giden bir hayat yaşadı. Vahşi doğasını bulup onu şekillendiremedi ve kendini gerçekleştiremedi. Dünya düzeninin kadına yaptığı en büyük kötülük, kendini gerçekleştirme hakkını aramak için onu itaatsizlik yapmaya zorlamasıdır. Bu yüzden kadınlar tıpkı Tante Rosa gibi zincirlerini kırmak istediklerinde, topluma sırt çevirmek zorunda kalıyor. Bireyselliği ve özgürlüğü ile evliliği, anneliği, ailesi, toplum hayatı arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığı sürece daha çok Tante Rosa'lar yaşanmamış bir hayat olarak kalacak. Daha çok Tante Rosa'lar en doğal hakları olan bireyselliklerini elde etmenin peşinde koşarken, çok ağır bedeller ödeyecek. Ancak işin gerçeği, kadının kendini gerçekleştirme hürriyetinin önüne koyulan engeller, olumsuz etkilerini, kadını ve erkeği ile bütün bir sosyal sistem üzerinde gösterir. Ki bugün kendini çok acı biçimlerde gösteren bir kötülük çağı yaratılmış olmasının temelinde kadını yok sayan, onun yeteneklerini kullanamayan eril bir egemenliğin olduğu da unutulmamalıdır. Yasemin Şengör / Psikeart "Kadınlık" Sayısından
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.