Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deborahyr

Deborahyr
@Deborahyr
4 okur puanı
Mart 2017 tarihinde katıldı
160 syf.
·
Puan vermedi
Vejetaryen
VejetaryenHan Kang
7.2/10 · 3.114 okunma
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
92 syf.
·
Puan vermedi
Kambur
KamburŞule Gürbüz
7.6/10 · 6,1bin okunma
Reklam
Hiçbir şey bir anda değişmez: Derece derece ısınan bir küvette farkına varmadan haşlanarak ölürsünüz. Elbette gazetelerde öyküler vardı, hendeklerde ya da ormanlarda bulunan cesetler, ölesiye dövülmüş ya da sakatlanmış, eskiden dedikleri gibi saldırıya uğramış; ama bunlar başka kadınlar hakkındaydı ve bunları yapan erkekler başka erkeklerdi. Hiçbiri tanıdığımız erkekler değillerdi. Gazete öylüleri bizim için rüya gibiydi, başkalarının gördüğü kötü rüyalar. Ne korkunç, derdik, öyleydiler de, ama inanılır olmaksızın korkunçtular. Aşırı melodramiktiler, bizim hayatımıza ait olmayan bir boyuta sahiptiler.
Sait Faik'e geceleri sinemada rastlardım. Tanışmazdık. Sinemanın ön sıralarına oturur, koltuğuna iyice gömülürdü. Koyu yeşil bir pardösüsü, çok dar kenarlı, kafasının biraz üstünde kalan kahverengi bir şapkası vardı. Sinema dönüşü dalgın, Beyoğlu'nun gece yarısı kalabalığına dalar, çeker giderdi. Sinemada bulunanlar arasında bu gedikli birinci mevki müşterisinin yazısını okuyan var mıdır acaba, diye çok düşünmüşümdür. Kuşkusuz, yoktu. Sait Faik, edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan talihli yazarlardan değildi. Okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla birlikte oluşan bir yazardı. Gerçek talihinin de bu olduğu söylenemez miydi? Sabahattin Kudret Aksal (Doğu Batı Dergisi, Haziran 1954)
Niye insanlar birbirleriyle bu kadar uğraşırlar... Hem artık ölüm de kapıyı çalmıştı herhalde ki, insanların hakkımdaki lakırdıları beni bu kadar sarstı. Yoksa aldırır mıydım? Bilmez miyim hepsi kalleş, budala, hırsız, yalancı? Birbirinin ekmeğine, karısına, kızına, dükkanına göz diktiklerini bilmez miyim? Ben yaşayarak, gülerek, toprak anamızı, güzel kızları seyredip severek üç gün sonra öleceğim.
Her insandan korkuyorum. Kimdir bu sokakları dolduran adamlar? Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu. Sevişemeyecek olduktan sonra neden insanlar böyle birbiri içine giren şehirler yapmışlar? Aklım ermiyor. Birbirini küçük görmeye, boğazlaşmaya, kandırmaya mı? Nasıl birbirinden bu kadar ayrı, birbirini bu kadar tanımayan insanlar bir şehirde yaşıyor?
Reklam
Yaşlandıkça daha az mutsuz olacağına inanırdın, çünkü o zaman üzülmek için gerekçelerin olacaktı. Daha genç olduğun için, iç sıkıntısına karşı avunacak bir şey bulamıyordun, çünkü onun temelsiz olduğunu düşünüyordun.
Sanatta, eksilmek kusursuzlaştırmaktır. Yok olmak seni negatif bir güzelliğin içinde dondurdu.
Peru'ya gitmedin, siyah potinleri sevmedin, pembe çakıllı bir yolda yalınayak yürümedin. Yapmadığın o kadar çok şey var ki insanın başı dönüyor, çünkü bizim de yapamayacağımız ne kadar çok şeyin olacağını gösteriyor. Zamanımız yetmeyecek. Sen beklememeyi seçtin. Sonsuz sanıldığı için yaşama tutunulmasını sağlayan gelecekten vazgeçtin. İnsan tüm yeryüzünü kucaklamayı, tüm meyvelerin tadına bakmayı, tüm insanları sevmeyi isteyebilir. Bizi umutla besleyen bu yanılsamalara sırt çevirdin.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.