Sayfalarca yazmak istediklerim var, tek satırını bile okumayacağını bildiğim halde. Dinleyesim var seni, senin bile haberin olmadan. Bana bıraktığın acıları söküp atasım var, baygınlık veriyor çünkü. Ya sen, aklına geliyor muyum? Hiç sızlıyor mu kalbin?
Asla cevabını alamayacağım soruların zihnime saldırısından varıyorum umutsuz yarınlarıma.
Bir yerlerde, aynı gökyüzüne bakan gözler buluşurmuş habersiz. Mavisine aşık olduğum gökyüzünün gecesini benden alan rüyalarda saklıyorum hasretimi. Uğruna savaşılmayan bir şehrin bekçiliğini yapmak daha kaç sabahı yakacak anılarımın mezarlığında?
Kızgınlığın, kırgınlığım...
Vezgeçilmez sızım.
Senin yaraladığın yerler sızlıyor şimdi. Kapanmıyor, geçmiyor. Sen belki de çoktan unuttun beni ama arda kalanlar öyle çabuk unutamıyor.
Kırgınım, sana belki de sana beni kırma izni verdiğim için kendime...ne önemi var kırgınım işte.