Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

456 syf.
10/10 puan verdi
BAZILARI İÇİN GEÇMİŞ LANETTİR
Altın Ev romanıyla Salman Rushide bizlere yirmi birinci yüzyıl Amerika’nın panoramasını gösteriyor. Toplumun en küçük yapı taşı olan bir aile üzerinden Hindistan ve Amerika’nın toplumsal yapısını, dönemin mafya ve yolsuzluklarını, Amerika’nın süper gücü altında yatan kirli gerçekleri biz okurlara sunuyor. Hindistanlı bir ailenin, Hindistan’daki evlerinden kaçıp, Amerika’daki Altın Ev adıyla bilinen eve yerleşmeleri, bölgede yaşayan insanların dikkatini çeker. Fakat tüm bunların içinde Altın Ev’in hemen karşısındaki evde oturan ailenin tek çocuğu olan Rene’nin bu eve taşıyanlara özel bir ilgisi uyanır. Rene profesör olan anne-babası ile her tarafı kitaplarla çevrili bir evde ve ailede büyümüştür. Kitaplara olan tutkusu başlarda onu edebiyata yönlendirmiş ama zamanla bu ilgiden uzaklaşıp senaristlik ve film yapımcılığına sarmıştır. Rene bu aileyi belgesel film olarak çekmeye karar verir. Bundan dolayı aileyi ve bireylerini yakından tanımak, ailenin asıl öyküsünü öğrenmek için yavaş yavaş ailenin içine karışır. Aile yeni bir hayata başlamış ve tüm aile bireyleri kendi takma adlarını seçmişlerdir. Ailenin babası Nero Golden (imparator Nero’ya gönderme), büyük oğlu aynı zamanda otizm spektrum bozukluğu olan Petya, ortanca oğlu ve aynı zamanda sanatçı ve sanatsever (daha çok ressamlık) Apu Golden ve en küçük oğlu, kimlik karmaşası yaşayan, cinsiyetinden bir türlü emin olamayan D. Golden. Zamanla Nero’nun yeni karısı olacak Rus Vasilisa. Tüm bu aile üyelerinin hikayelerini, varoluş mücadelelerini, hırslarını, geçmişlerini hastalıklarını Rene’nin ağzından dinliyoruz. Selman Rushide ustalığını o kadar iyi yansıtmıştır ki bu kitapta, ciddi anlamda hayran kaldım. Tam bir olgunluk eseri bana göre. Çünkü Salman Rushide bu aileyi Rene’nin ağzından anlatırken yaratmış olduğu bu karakterin kişiliğine o kadar bürünmüş ki, biz okurlar tüm kitabı Rene’nin kişiliği ile okuruz. Bu yüzden kitapta sayısını tahmin bile edemediğim kadar film, film karakteri, kitap, kitap karakteri, ünlü ressamların tabloların ismi geçer. Yaptığım araştırma doğrultusunda birçok okurun bunlardan rahatsızlık duyduğunu ve yazarın gereksiz olarak bunları kastığını söyleyenlerin yazılarını okudum. Ama bence tam yerine oturmuştur bunlar. Sonuçta siz bir olayı anlatınca kendi zevklerinizi ve ilgilerinizi katarak anlatırsınız. Bu kadar kitaplarla büyümüş, sanatla iç içe olan, aynı zamanda film yapımcılığı yapan bir karakterin olayları anlatırken vereceği örnekleri film ve kitaplardan seçmesi kadar daha doğal ne olabilir ki. Çünkü kitap boyunca Rene tanık olduğu ya da sonradan öğrendiği olaylara kayıtsız kalmaz ve sürekli çağrışımlarla film ya da kitaplarla örnekler veriri. Benim için çok doyurucu ve zevkli bir okuma oldu. Bildiğim ve bilmediğim onca filmi görmekte güzeldi. Bazen kitabı kapatıp film ya da kitap ismi arattım, bazen de ilgimi çekmediği için yapmadım. Ama her haliyle Altın Ev romanı okurlarına birçok şey katıyor. İnsan her yerde kirlidir. İnsan her kültürde ihmalkar ve paragözdür. Son zamanlarda yaşanan depremlerle olsa gerek Nero’nun geçmişini Rene aracılığı ile okudukça hem ondan nefret ettim hem de insanlardan, özellikle Müteahhitlerden nefret ettim. Dünyanın her yerinde mi aynı olur? Oluyormuş. Şu satırlar ne kadar iyi gösteriyor bize. “Gökyüzüne uzanan binalar inşa etmek için kaç kanun çiğnenmiş veya hiçe sayılmış, sorunları çözmek için kim bilir kaç cebe rüşvet doldurulmuştu! Binalar yükseliyor, belediye imar izinlerinde belirtilen rakamların ötesine geçiyordu.” Devletlerin göstermelik hukukları, ama b hukukun sadece yoksullara işlendiğini de bizlere şu satırlarla sunuyor yazar: “Kanun her şeyi görmezden geliyordu. Kamuoyunu yatıştırmak için küçük balıklar bazen hapse atılıyordu, fakat büyük balıklar denizde özgürce yüzüyorlardı.” Kitabın anlatım tekniklerini de çok sevdim. Bu tekniklerde tamamen anlatıcımız Rene’ye göre seçilmiştir. Çünkü kitap boyunca aslında biz Rene’nin yapacağı filmin hikayesini de okuyoruz. Yer yer senaryo tekniklerini kullanarak yazılanlar, mitler kullanılarak anlatılan hikayeler, iç monologlar gerçekten okumayı çok keyifli kıldı. Geçmiş nihayetinde yakamızdan düşmeyen bir gölgedir. Yaşanan onca trajedi bana göre abartılı değildir çünkü derinine baktığımda insanın varoluşu başlı başına bir trajedidir. Nero’nun da geçmişi onu ve etrafındaki herkesi etkileyecektir. Salman Rushide’nin bence en akıcı kitabıydı. Keyifle ve zevkle okuyabilirsiniz. Ama yine de yazardan ilk okuyacağınız kitap bu olmasın. Çünkü bu kitabı iyi anlamak için, ilk yazdığı kitapları okumanızı tavsiye ederim.
Altın Ev
Altın EvSalman Rushdie · Can Yayınları · 201867 okunma
··
467 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.