Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

311 syf.
·
Puan vermedi
Sodom ve Gomore Yazım Teknikleri İncelemesi
Sodom ve Gomore romanı yazıldığı dönem (Cumhuriyet dönemi) itibariyle teknik açıdan ileri bir seviyede, gözleme dayalı realist bir tarzla yazılmıştır. Yazar, eserde olay akışını okuyucuya aktarırken pek çok anlatım tekniği kullanmış, anlatımını edebi tekniklerle de güçlendirmiştir.  Bu teknikler; Özetleme, şuur akışı, diyalog, iç çözümleme, betimleme, gösterme, öyküleyici anlatım teknikleridir. Yazar, romanın genelinde ilahi bakış açısı tekniğiyle yazmış olsa da yer yer gözlemci bakış açısını da kullanmıştır. Romanda ana karakterler ve ana olaylar ilahi bakış açısıyla anlatılırken olay akışındaki diğer olaylar ve karakterler gözlemci bakış açısıyla anlatılmıştır. Yazar aynı durumu iç çözümleme ve şuur akışı tekniklerinde de bu şekilde kullanmıştır. Necdet Leyla ve Captain Read gibi kitabın asıl karakterlerinin duygu değişimleri ve olaylar karşındaki tepkileri yazarın kendi fikirleriyle harmanlanıp anlatılırken Nermin, Azize Hanım, Captian Marlow gibi diğer karakterlerde yazar kendi fikirlerini belirtmeden ruh hallerini anlatarak şuur akışı tekniğini kullanmıştır. Necdet şu dakika o gafil kazazedelerden biriydi. Gerçi kendi kendisine:” Bitti, bitti, bitti artık! Aramızda hiçbir şey kalmadı. Oh kurtuldum!” Diyordu. Fakat içinden yine kendi kendisine “unutabilecek miyim? Nasıl unutabileceğim? Diye soruyordu. Birbirine tamamiyle zıt ve ikisi de aynı zamanda hakim bu iki ruh hali, genç adamı fırtınalı bir denizin dalgaları arasında bir tahta parçasına çevirmişti. Captian Marlow’un hiç anlamadığı şeylerden biri de genç kızlarla flört etmektir. Bunu pek çocukça, pek yavan, pek manasız buluyordu ve bütün tavırlarında estetik bir gaye takip eden arkadaşının bundaki gülüçlüğü sezmemesine şaşırıyordu. İçinden: “Otuz yaşında bir Romeo!.. Allah beni böyle bir kazadan saklasın!” Diyordu. Yazar, asıl gelişen olayların ardı sıra gerçekleşen ve ve ana karakterlerle pek bağlantısı olmayan olayları özetleme tekniğini kullanarak anlatmıştır. Örneğin; Fanny Moore ile Nermin’in Amerika’ya kaçışı, Azize Hanım’ın Fransız bir zabitle sevgili oluşu, Doktor Jean’ın Madam Jimson ile olan ilişkisi, Leyla’nın sinir buhranı esnasında yaşadıkları, Sami Bey’in maddi açıdan tökezlemesi gibi. Yazar özetleme tekniğini asıl olaylardan kopmamak ve olaylar arasındaki bağlantıyı sağlamak amacıyla pek çok yerde kullanmıştır. Eserin genelinde adapte olan diyalog tekniği, olay akışında, karakter tanımlanmalarında, durum açıklamalarında kullanılmıştır. Yazar eserde monolog tekniğini de yaygın olarak kullanmış, özellikle Necdet karakterinin iç monologlarına yer vermiş, Necdet karakterinin ruh halini iç monologlarla okuyucuya aktarmıştır. Eser yazıldığı dönem açısından ve yazarın karakteri dolayısıyla taraflı bir roman niteliğindedir ve bu taraflılık yine bazı karakterlerin üzerinde çok durulması, karakterlerini iç çözümlemelerinin yoğunlukta oluşu ve iç monologların belirli karakterlerde çoğunlukla kullanılmasıyla anlaşılmaktadır. Eserde eleştirilen kesim açıkça belli edilmiş ve desteklenen fikirler genellikle Anadolu’yu destekleyen karakterlerin monologları, bilinç akışlarıyla gösterilmiştir. -Vay Cemil; nasıl? Nereden böyle?.. … -İki gün oluyor; Ankara’dan geldim. Doktor Cemil Kami’nin bu “Ankara’dan geldim.” sözünde adeta bir gurur tonu vardı. Necdet bunu hissediyor, bir parça utangaç başını eğip sesini yavaşlatıyor: -Ey, söyle, söyle bakalım… Haberler sende… Öbürü, daha henüz İstanbul’a gelmiş olmanın taze heyecanlarıyla anlatmaya başladı; her sözü taşkın bir ümitle dolarak: -Göreceksin, tahmin ettiğinden daha yakın bir zamanda… diyordu. Belki de şu on onbeş gün içinde.. Düşman ordusunun Eskişehir – Afyon hattını bir yardık mı? Ondan ötesi sorma.. - “Nasıl? Ne vakit? Kim? Nerede?” sualleri birbirni kovalıyordu;. Cemil Kami: - Yahu farkına varmaksızın, bak nereye kadar gelmişiz! Dedi. … -İstersen şurada bir parça dinlenelim ! - Hay, hay! Neden olmasın? Ben bu aynalı kahveyi çok severim. Vapurla her geçişimde burayı mutlaka içim çeker. Kısmet bugün imiş. Yazar, romanı gözleme dayalı yazmıştır. Yazar betimlemelerinde ve olayları anlatımında gerçekçi bir tavır sergilemiş, romantik veya abartıya kaçan anlatımlardan kaçınmıştır. Eserde çokça kullanılan betimleme tekniği de gerçekçi bir şekilde yapılmış, doğal anlatımlarla yazılmıştır. Karakterlerin dış görünüşlerini tasvir ederken doğadan örnekler vermiş natürlazim akımından etkilenerek yapmıştır.   Bu “itikaf” içinde vücuduna hoş ve hafif bir semizlik geliyordu ve birbirini takiben uykusuz gecelerin, dansların, yaya ve at gezintilerinin bir parça yormaya başladığı bedeni hiç kimsenin hatırlamadığı derecede tazeleşiyordu. Gözlerinin etrafındaki bazı kırışıklıklar tamamiyle kaybolmuştu; çok güldüğü içim dudaklarının kenarında meydana gelen çizgi gölgelerinden eser kalmamıştı. Gerdanında bir mermer heykelin düz, pürüzsüz ve serin sağlamlığı geldi. Dirsekleri çukurlaştı ve bilekleri yuvarlak yuvarlak oldu. Gerçi göğsü hiç büyümüyordu. Fakat kalçaları bütün eskideki ölçü elbise ve çamaşırlarının içinde geriliyor, bir minicik kubbe manzarası gösteriyordu. Yazar, romanı okuyucuya sunarken döneminin edebiyat akımlarından, önemli olaylarından ve ortaya çıkan karakterlerden etkilenmiştir. Okuyucuya vermek istediği mesajı karakterleri konuşturarak, karakterleri çözümleyerek, bazı kalıplaşmış kişiliklerini öne sürerek, toplumda yaşanan olayları romanında olduğu gibi alarak anlatmıştır. Romanda bulunan teknikler ortak bir amaca yönelik hareket etmiş, yazarın mesajını okuyucuya iletmesinde büyük bir rol üstlenmiştir.    
Sodom ve Gomore
Sodom ve GomoreYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20154,834 okunma
·
709 görüntüleme
Hipokampus okurunun profil resmi
Biraz uzundu ama zevkle okudum. Tez gibi yazılmış 😁 kalimenize sağlık çok güzel olmuş👍👏
meltem sıla özkan okurunun profil resmi
teşekkür ederim, okurken keyif aldıysanız ne mutlu
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.