1913 Viyana'sında kitabın baş kahramanı Ulrich ve onun olduğu onlarca farklı ortamda, onlarca farklı konu hakkındaki düşünceleri içeren, bunları okuyucuya çok geniş bir kelime yelpazesi ile aktaran kitabın her sayfası çok kıymetliydi. İnsanın okurken bol bol düşündüğü, hem dönemine ait ufak bilgiler içeren hem de edebiyat, felsefe, sanat alanlarından birçok bilindik isme atıfta bulunan kendisine hayran bırakan bir olay örgüsüne sahip.
Kitabı bitirdikten sonra olumsuz anlamda aklımı kurcalayan tek konu vardı; kitaptaki tüm kadın karakterler ya sadakatsizdi ya da sadakatsizliğe eğilimi vardı. Yazarın neden böyle bir tercihte bulunduğunu düşündüm. Yazar hakkında yaptığım ufak bir araştırmadan sonra ise özel hayatında birçok sadakatsizlikle karşılaşan bir erkeğin yazdığı kitaba kendi hayatının bir yansıması olduğunu gördüm.
Düşünsel anlamda okuyucusuna çok şey katacağına inandığım için okumayı düşünenlere tavsiyem, ertelememeleridir.