İslâm dîni ve sonradan tahrif edilmiş olmasına rağmen diğer semâvî şerî atların tamamı Allâh-u Te'âlâ'nın varlığı konusunda aykırı bir görüş içerisinde olmamışlardır. Hepsi de Allâh-u Teâlâ'nın varlığını kabul etmişlerdir.
Şüphesiz ki bu ittifakın sebebi; insanın ilk yaratıldığı zamandan beri, mantıklı düşünce ve yorumdan yoksun vahşî (yabani) bir yaratık olmayıp, sorumluluğunun bilincinde olan en güzel biçimde yaratılmış akıl sahibi seçkin bir varlık olması hasebiyle, âlemdeki hiçbir şeyin kendi kendine var olamadığını, dolayısıyla her şeyin bir yaratıcının eseri olduğunu kabullenmesi zarûretinden kaynaklanmaktadır.
Asıl ihtilaf edilen nokta ise varlığında şüphe duyulmayan yaratıcının sıfatları konusunda olmuştur.
Hatta "İslâm içi mezheplerin görüş ayrılıklarının temelini dahi Allâh-u Teâlâ'nın sıfatlarını anlamaya çalışırken geliştirdikleri farklı yorumlar teşkil etmiştir" desek yerinde olacaktır.
Sayfa 21 - Tuana Basın Yayın - 1.Baskı - 2015