Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

672 syf.
·
Puan vermedi
·
160 günde okudu
Yaşam : Kuyruklu "Yalan"
Bir kitapta duymuştum ilk kez adını. Nitelikli bir kitap olmasına rağmen popüler olmaması nedeniyle "çoğunluğun" okumaya tenezzül etmeyeceği bu değerli kitapta -Cengiz Gündoğdu'nun yazdığı Estetik Kalkışma isimli eser- usta ve-veya büyük yazar gibi şaşalı sıfatları yanına iliştirmeden isimlerini zikretmeyeceğimiz Orhan Pamuk, Oya Baydar, Hasan Ali Toptaş gibi yazarların kimi eserleri çoğunluğun çok yakinen tanıdığımız o ezici ve baskılayıcı gücüne rağmen cesaretle eleştirilirken, şimdi bahsedeceğim Yalan isimli romandan ve diğer bazı kitaplardan -ki bu kitapların çoğu kıyıda köşede kalmış- övgüyle bahsedilmişti. Böylece bir kenara not alınmıştı, okunacaktı Yalan. Bir kere peşin söylemem gerekir ki, bence okuması kolay olsa da -akıcı, duru ve yalın bir dili var- sayfa sayısı nedeniyle ,672 sayfa, okuması cidden de sabır gerektiren bir roman Yalan. Hız ve skor çağında yaşadığımız gerçeği, bu romanın birçoklarınca hiç okunmaya yeltenilmemesi ya da okunmaya başlansa da yarım bırakılmasına tekabül eder. Gerçi doğası itibarıyla da "insan acelecidir," der Kur'an. Belki sırf bu yüzden bile okunması insan doğasının sınırlarını zorlayan bir roman, Yalan. Ama Tahsin Yücel gibi kelimenin gerçek anlamıyla bir "usta" yazmış, ama 2003 yılında hem Ömer Asım Aksoy hem de Yunus Nadi roman ödüllerini almış. Yani diyorum ki güzel insan, eğer Türkçeye âşıksan ve biraz sabrın ile biraz da konusu itibariyle farklı tarzda bir roman okumaya cesaretin varsa okunur bu roman. Hem de okuduktan sonra muhtemelen hiç unutmamacasına... Gerçi bundan beklentimiz biraz bilgi sahibi olup belleği güçlendirirken aynı zamanda biraz keyif almaktan ve bir dost sohbeti esnasında "ben Yalan'ı okumuştum," demekten gayrı da ne olabilir ki ? Hemen bu sohbetin burasında belirtmek isterim ki, okuduğum çok az romanda ansıdığım yoğun bir merak öğesi var Yalan'da. Okudukça "ee ya sonra, ee peki daha sonra, ee peki şimdi ne olacak?" sorularını kendinize sormaktan alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Özetleyip toparlarsak... Romanın ana karakteri Yusuf Aksu ansiklopedilere handiyse âşık ve belleği çok güçlü bir adam olmakla birlikte oldukça yalnız, yaşama kabiliyeti düşük birisidir. Neredeyse hiçbir şey yapmamasına rağmen -bir meslek de icra etmiyor- çocukluk yıllarında yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Yunus isimli arkadaşının "sözden önce yazı vardı," şeklinde özetlenebilecek toy kuramını o arkadaşı ölünce bizzat kendisininmiş gibi anlatınca bazen kendisinin bile anlam veremediği bir şekilde ünlenir. Tek bir kitabı, hatta tek bir mektubu dahi olmamasına rağmen gazeteler kendisinden "ünlü dilbilimci," şeklinde söz eder. İnsanlar, yaşam bilgisi ansiklopedik bilgilere dayanan bu sıradan adama öylesine abartılı bir şekilde değer verir ki -onun parti kurup ülkeyi yönetmesini isteyenler bile çıkar-, kim bilir tüm bunları okurken belki senin de benim gibi içinde yaşadığımız toplumu ve medyanın bir toplumu nasıl da mantıksızca şekillendirdiğini sorgularken "yalan !" diye haykırasın gelir. Ömer Hayyam'ın yaşadığımız çağa yaşadığı çağdan seslendiği gibi, "Efsane söylediler, masal anlattılar." Yani bu anlamda değişen pek de bir şey yok.  Yusuf Aksu; Cazibe Çelebi isimli sürekli siyah kıyafetler giyen, sürekli perhiz yapıp sigara içen dul bir ressama aşık olup da aşkına karşılık bulamayınca bu yalan düzenini sorgulamaya başlar. Hatta öyle ki kendisini ülkenin en önemli otoriteleri arasında saydıran kuramın aslında kendisine ait olmadığını yakın çevresine anlatmaya çalışır, ama yakın çevresi bu gerçeği bir türlü anlamaz ve içlerinden "sizin yaşamınız başlıbaşına bir kuram," diyen bile çıkar. Yusuf Aksu'nun kimliğinde insanlar adeta hâkikâti değil de kendi sapkın gerçeklerini görmek istemektedirler. Tıpkı günümüz dünyasında olduğu gibi var olana değil de kendi inanmak istediklerine inanmaktadırlar. Sonuçta da Yusuf Aksu'nun çocukluğundan başlayan bu roman, onun ölümüyle son bulur. Romanda Erkek Cemile, Bayram Beyaz, Prof.Dr Osman Nuri Balcı, Firuz Polat, Zeynel Duman, Beşinci Murat gibi yan karakterler de mevcut. Cümlelerimi bitirirken şunları da eklemek isterim : Bir inceleme yazmak benim ne işim ne de haddim, bu sebepten ötürü de aklımda kalanları ve bunların bana hissettirdiklerini çalakalem de olsa seninle paylaşmak istedim. Bir sonraki "gevezeliğimde" görüşmek dileğiyle, hoşça kal.
Yalan
YalanTahsin Yücel · Can Yayınları · 2018615 okunma
·
342 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.