Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“Ben dün gece kendi isteğimle öldüm. Otuz beş yıl süren bir kâbustan uyanmak için bunu yapmak zorundaydım ve yaptım. Pişman mıyım? Belki, biraz… Yaşayan her insan kadar pişman ve ölen her insan kadar eksik işte…” Ah Acibe… Adının manası “Garip, tuhaf” olan Acibe. Bu dünyaya daha ana rahminde sırtına yüklenen yüküyle gelen Acibe. Kendi kamburunun altında ezildiği yetmezmiş gibi etrafındaki herkesin kamburunu da yüklenmiş Acibe. Sevilmemiş, horlanmış, ötelenmiş Acibe. Asıl kambur sen miydin yoksa tüm yaşadıklarını sana reva görenler miydi acaba? Kambur “Bir İntihar Çok Ölüm" Ahmet Hamdi Tanpınar anısına Bursa Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen Tanpınar Edebiyat Ödülü’nün sahibi bir ilk roman, yazarı da bu ödülü gani gani hak etmiş bir yazar ve aynı zamanda öğretmen olan Esra Kahya. Ben Kambur'u.gerek kitabın kurgusu gerekse sözün söylenişine ve aktarımın gücüne hayran kalarak okudum. Kelimeler yan yana dizilmemiş de adeta ilmek ilmek işlenmişti. İçinde barındırdığı şiirler ve mektuplarla farklı türlerin bütünlüğünde su gibi akıp giden, tadı damağımda kalan bir roman oldu Kambur. Kitabın ilk cümlesinden de anlaşılacağı üzere Acibe’nin intiharıyla başlıyor Kambur. Evet bir intihar var ancak bu intiharın ardından ölen sadece Acibe olmuyor. Acibe'nin ölümü, ardında bıraktığı mektuplarla başkalarının ölümüne de sebep oluyor. Ölüm bazen sadece ruhun bedenden ayrılması olmuyor ne yazık ki, daha da fenası ruh ayrılmadan da ölebiliyor insan, tıpkı Kambur'daki karakterlerde olduğu gibi. Hatta bazen yitirdiğinde daha da çok ölüyor insan… Acibe'nin ölümü, anne Müsemma'nın kendi meselesi dışındaki her şeye karşı takındığı kayıtsız tavırlar, sevgisizliği ve bencilliği, yıllar önce evden kaçıp giden Nazenin'in bu ölümle geri dönüşü ve adeta bir matruşka bebek gibi bir bir açılarak ortaya saçılan aile sırları, karakterlerin hepsinin belini büken, gönlünü yoran kamburları, aşktan yana hep eksik kalan, hikayeleri tamamlayamayan Kambur’un kadınları... Acibe'nin Faruk Nafiz'e olan platonik aşkı, Müsemma'nın bir türlü kavuşamadığı Turgut'u, Nazenin'in Rasim'le çok sevmesine rağmen yürütemediği evliliği, Tijen ile Meskur'un yarım kalmış ama Nazenin'de vücud bulmuş aşkları... Bunları okumak hem güzeldi hem de içimde ince bir sızı bıraktı. Derdim çoktur hangisine yanayım gibi bir durum hasıl oldu anlayacağınız. Ama yüreğimde, aklımda muhteşem bir tatla kapadım kitabın kapağını. Ben Kambur'u çok sevdim, okuyan herkesin de seveceğine hiç şüphem yok. "Aynı soyadını taşımak aile olmak demek değildi. Ve bir insanı öldürmek için ille de silah gerekmezdi. Gizlenen her sır, söylenen her yalan ve bizden esirgenen sevgi de birer suç aletiydi." Keyifle okunsun...
Kambur
KamburEsra Kahya · Osmangazi Belediyesi Yayınları · 2021226 okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.139 görüntüleme
Filiz okurunun profil resmi
Kitap güzel olunca 😊 Teşekkür ederim 🙏🍀
Alp Akay okurunun profil resmi
Elinize sağlık, güzel bir inceleme daha .
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.