Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Belki dünyanın en tanrıtanımaz insanı bile bunu çile çekmeden kabullenmekte zorlanır. Ve belki Tupra'ya sözünü ettiğim anlatısal korku ya da tiksinti de -bunu yalnız dünyanın Dearlove'ları değil, hepimiz bir ölçüde hissediyor olabiliriz, kim bilir- inancın sağlam olduğu zamanlardan, erdemlerle, iyilikle, kurallara uymakla geçirilen koca bir ömrün son dakikada işlenen tek bir vahim günahla -böyle günahlara ölümcül günah denirdi, uyarılarda dolambaçlara başvurulmazdı- heba olabildiği dönemlerden kaynaklanıyordu; bu inançta pişmanlık, bağışlanma payı yoktu, kendini ıslah etme niyeti, niyetlenen kişinin kalan günleri sayılı olduğundan pek inandırıcı değildi; muhtemelen yaşlılar son günlerini diken üstünde geçiriyor, zamansız kışkırtılara kapılmamaya, bir başka deyişle, akıbetlerini damgalayacak ve son yargıda hüküm giymelerine sebep olacak anlatısal herhangi bir hatadan ya da lekeden kaçınmaya çalışıyorlardı. Adaletsiz bir sistem gibi görünüyordu; ilahi miydi bilemiyorum, ama pek insani olmadığı açıktı, kelimelerin, eylemlerin, ihmallerin ve düşüncelerin birbirini takibine ya da düzenine fazlasıyla bağlıydı; elimde olmadan babamın kendisini ihbar eden Del Real'le ilgili hiçbir şey yapmayışına gösterdiği nedenlerden birini hatırladım; babam hainin erken davranıp hizmetlerini sunduğu ve karşılığında otuz altı yıl boyunca üniversite kadrosunda garantili bir yer ve hunharca yasalar bağlamında koruma elde ettiği, şimdi geçmişte kalmış olan zorbanın, Franco'nun ölümünden sonra onunla nihayet hesaplaşabilecekken hesaplaşmaya kalkışmamış, gecikmeli de olsa bir tazminat peşine düşmemişti. 1939 Mayısından 1975 Kasımına, otuz altı yıl süren bir dokunulmazlık: Marlowe'un ömründen birkaç yıl fazla, Alfonso dayımınkinin iki katı... Babama hain arkadaşıyla ilgili soru sorduğumda, "Eylemine gecikmeli olarak bir çeşit sebep, sahte bir dayanak, zamansız bir amaç sağlamış olurdum," demişti. " Şunu da hesaba katman gerekir ki, bir hayatın toplamında zaman sırası giderek önemini kaybeder, neyin önce neyin sonra olduğu, eylemlerle sonuçları, kararlarla yol açtıkları karıştırılır. Sonuçta ona gerçekten de bir şey yaptığımı düşünebilirdi, ne zaman olduğu ne fark ederdi, o zaman mezara kendiyle daha barışık giderdi. Ama öyle olmadı. Ben ona hiçbir zarar vermedim, hiçbir şey yapmadım, ne öncesinde, ne sonrasında, ne de o sırada elbette..."
Sayfa 118 - III DansKitabı okudu
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.