Şevkat tokadı
Hizmet-i Kur'aniyenin pek mühim
bir âzâsı olan Hulusi Bey, Eğirdir'den memlekete gittiği vakit, saadet-i
dünyeviyeyi tam zevkettirecek ve
temin edecek esbab bulunduğundan,
bir derece sırf uhrevî olan hizmet-i
Kur'aniyede fütura yüz göstermeğe
dair esbab hazırlandı.
Çünki hem çoktan görmediği peder
ve vâlidesine kavuştu, hem vatanını
gördü, hem şerefli, rütbeli bir surette
gittiği için dünya ona güldü, güzel göründü.
Halbuki hizmet-i Kur'aniyede bulunana;
ya dünya ona küsmeli veya o dünyaya küsmeli. Tâ ihlas ile, ciddiyet ile hizmet-i Kur'aniyede bulunsun.
İşte Hulusi'nin kalbi çendan lâ-yetezelzel idi. Fakat bu vaziyet onu fütura sevkettiğinden şefkatli tokat yedi. Tam bir-iki sene bazı münafıklar ona musallat oldular. Dünyanın lezzetini de kaçırdılar. Hem dünyayı ondan, hem onu dünyadan küstürdüler. O vakit
vazife-i maneviyesindeki ciddiyete tam manasıyla sarıldı.
Lemalar
İlem eyyuhel aziz!
Kur'an'ı Azimüşşan'da gelmiştir ki,
Elleriyle kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için, “Bu Allah'ın katındandır” diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıkları yüzünden vay haline onların! Ve yapıp ettikleri yüzünden vay haline onların!
Bakara 79
Ehl-i Kitabdan öyle bir güruh da vardır ki (bir şey okuyorlarmış gibi) dillerini Kitaba doğru eğib bükerler, siz onu Kitabdan sanasınız diye. Halbuki o, Kitabdan değildir. «Bu, Allah katındandır» derler, o ise, Allah katından değildir.
Ali İmran 78