[Her ne kadar âyetteki "altı gün"ü, dünya günüyle altı gün diye anlayanlar olmuşsa da, gökler ve yer yaratılmadan önce günden söz edilemeyeceği için, buradaki altı günü, "altı devir" diye anlamak uygun olur. İstivâ kelimesi, istiare veya temsil yoluyla, "üstün bir konumda hükmedip yönetme"; arş ise yine aynı yolla, "en üstün yönetim ve hükümdarlık mevkii" şeklinde anlaşılmaktadır. Selef denilen ilk dönem âlimleri, âyetin verdiği bilgiye tartışmasız inanıp te'vil ve yoruma gitmemek, asıl anlamını Allah'a havale etmek gerektiğini savunurlar. Nitekim İmam Mâlik'e "arşa istivâ"nın ne anlama geldiği sorulduğunda, "İstivâ mâlûm, keyfiyeti meçhul, buna inanmak zorunlu, soru sormak da bid'attır" dediği rivayet olunur. Buna rağmen sonraki müfessirler, "arşa istivâ"yı "Allah'ın, bütün mevcudattan üstün ve aşkın bir hâkim-i mutlak olarak evrene ve evrendeki her şeye hükmetmesi, onları, düzenleyip yönetmesi" gibi anlamlarda yorumlamışlardır.
"Halk (yaratma) ve emir'i (buyurma) hem madde hem mâna âlemine genelleştirerek cümleyi, "Maddesiyle mânasıyla her şeyi var eden O'dur, buyuran O'dur, yaratma ve yönetme O'na aittir, varlık O'nun yarat- tıkları, varlığın kanunlari O'nun emridir..." şeklinde anlamak daha isabetli olur.]
(A'râf 54. Âyet tefsiri)