Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

622 syf.
·
Puan vermedi
İÇİMİZDEN BİRİ: OBLOMOV
Selamlar; bir kitap incelemesinde yine beraberiz. İVAN GONÇAROV; bu eseri 1 ayda yazmıştır. O dönemle ilgili şöyle demiştir: ‘Ama unutmayın ki bu eseri yıllarca kafamda taşıdım ve onu ancak kağıda geçirmek kalmıştı.’ Yazar bu eseri kendi ülkesinin o dönemki kültürüne ve yaşam tarzına eleştiri niyetiyle yazmıştır. Doğu ve batıyı karşılaştırarak karakterler üzerinden bize göstermiştir. Yazar öncelikle 1849’da bir dergide ‘ OBLOMOV’UN RÜYASI ’ adlı bir öykü yayınladı. Bu öyküde Oblomovka adlı bir yeri anlatır. Yazar sonraki yıllarda eseri genişletip 1857’de ‘ OBLOMOV ’ eserinde ‘ OBLOMOV’UN RÜYASI ’ nı eserin bir parçası olarak anlatır. Eser yayınlandığı dönem Rusya’da baya bir etki yaratmıştır. Kitabı hemen herkes okumuş,çoğu tarafından tartışılmış. O dönem kapitalizm yavaş yavaş Rusya’ya girmişti. İnsanların yaşam tarzı, kültürü ve çoğu şeyde dönüşüme uğramaya başladı. İşte eser tam olarak bunlara bir karşılık, bir uyarı, bunu durdurmak için , halkı uyandırmak için yazıldı. Ve OBLOMOVLUK böyle ortaya çıktı. Daha sonraları Rusya’da dönüşüm ne kadar olursa olsun, üstünden OBLOMOVLUK’U tamamıyla atamadı. Zaten bu konuda Lenin’in güzel bir sözü vardır: “Rusya üç devrim geçirdi, ama yine de Oblomovlar kaldı; çünkü Oblomovlar yalnız derebeyler, köylüler, aydınlar arasında değil, işçiler, komünistler arasında da vardır. Toplantılarda komisyonlarda nasıl çalıştığımıza bakarsanız, eski Oblomov’un içimizde olduğunu görürsünüz. Onu adam etmek için daha çok zaman, yıkamak, temizlemek, sarsmak, dövmek gerekecektir.” Gelgelelim… Oblomov kimsin sen? İçimizden biridir dedim. Bunu şunun için dedim: Bazen hepimiz bir sürü hayaller kurar, bir şeyleri gerçekleştirmek isteriz. Kafamızda planlar yapar, yollar çizer, evirir çeviririz. Ve bunları yapmak için bir tek başlamak kalır. Ama o başlamak gelmez ya, ve çoğunlukla pişmanlıklara sebeb olan ve ukde kalan daha bir sürü durum olur. Bu başlamamak bu üşengeçlik hali… Bugünün işini yarına bırakma yarın da yapmama hali… İşte tam da Oblomov’umuz böyledir. Bir odası vardır, bir yatağı vardır, bir de hırkası… Her şeyin farkında ama hiçbir şey yapmaz… Bir sürü planı var ama hiçbirini uygulamaz… Çok bahanesi var, davet etsen de nafile, gelmez… İlya İlyiç Oblomov babasından kalan araziyi kahyasına devredip Petersburg’a göçer. Burada köyden gelen parayla üşengeç bi hayat sürer. Daha öncesinde bir devlet dairesinde de çalışmıştır ama işi bırakmıştır. Oblomov hayatını düzene sokmak için planlar yapar ama uygulamaz, işsizlikten yakınır ama iş aramaz, iş bulsa bile bir bahaneyle o işten ayrılır, onu davet etseniz bahanesi her zaman olan bir karakterdir. Oblomovun bir de hizmetçisi vardır hizmetçi ki ne hizmetçi. Ve seslenir: ‘Zahaaar.’ Diye. Zahar o Zahar ki hem Oblomovun ailesinin devrinden hem de Oblomovun devrinden izler taşır. Eski devirden Oblomov ailesine bağlılık, yeni devirden kurnazlık ve ahlak düşkünlüğü. Oblomov böyle yaşar hayatı. Aslında neler olup bittiğinin farkında. Çoğu şeyi yapmak ister ama yapmaz. Tembellik mi denir demeye kıyamıyorum. Üşengeçtir evet evet üşengeç. Çorabını bile giymekte üşenen bir efendidir O. Hepimizin kendinde az da olsa (çoğu kişide çok da diyebiliriz) bir parça bulacağı OBLOMOVLUK’u miras bırakmıştır. Her gün hayatını değiştirmek için planlar yapar, ama tembelliği de gün geçtikçe artar. Bir de ziyaretçileri vardır. Zarardan başka bir şey vermeyen Tarantyev ve ilerde Oblomovu beraber aldatıp etmediğini bırakmayan Matveyeviç… Bir de dost vardır. bir de dostluk. Herkesin imrendiği bir dost: Ştoltz. Alman babadan ve Rus anneden Ştoltz Oblomovun küçüklük arkadaşı beraber aynı okuldaki arkadaşıdır. Bu dost ziyaretlerinde Oblomova bir kıvılcım olmaya çalışır. Ama nafile … Her şey olur da aşk olmaz mı? Olga karakteri ile Oblomovun gönlünde taht kuran prenses ile tanıştırır dostu. Oblomovu bu cendereden kurtulması için ona emanet eder. Aşk doğar fakat aşkının sorumluluklarını da taşımaya üşenir Oblomov. Ve bir de karşılıksız bağlılık ile saf Doğu Kadını Agafya vardır. Eseri okurken bu kadar üşengeç bir karakteri okurken üşenmiyor muyuz? Hayır Oblomov bizden biri çünkü. Onu bırakamıyoruz. Yazarımız eserin sonuç olarak Doğunun Batıya yenilgisini göstermiştir. Güzel bi alıntıyla kapamak isterim: Zaman zaman hayal gücü tekrar alevlenirse unutulmuş anılar, kavuşulmamış hülyalar dirilip önüne çıkarsa, hayatını böyle harcadığı için vicdan azabı duyarsa uykusu kaçar, gece uyanıp yatağından sıçrar, yaşarken kadri bilinmemiş bir ölüye ağlar gibi parlak hayat hülyaları üstüne acı ve umutsuz gözyaşları dökerdi. Sonra tekrar etrafına bakar, gündelik keyiflere kapılır, kızıl göklerde batan güneşi dalgın dalgın seyreder ve sonunda karar verirdi ki hayatı kendiliğinden böyle sönüp durgunlaşmamıştır, kader, insan hayatının rahat tarafını göstermek için Oblomov'un mahsus böyle yaşamasını istemiştir. Hayatın kasırgalı taraflarını gösteren, yaratıcı ve yıkıcı güçleriyle pençeleşen birçok başka insan vardı; herkes kendine düşeni yapacaktı. İşte Oblomovkalı Eflatun bu felsefeye vardı, kaderinin türlü kaygıları, sorunları ortasında onunla avuttu kendini. O, er meydanına çıkacak bir pehlivan olarak değil, sakin bir savaş seyircisi olarak doğup büyümüştü. Ürkek ve gevşek ruhu büyük mutluluk kaygılarına, dertlerin, talihin rüzgarlarına dayanamazdı. Onun kendine özgü, bambaşka hayatını yaşaması gerekti; başka şey aramasına, kendini değiştirmesi ne, vicdan azabı duymasına gerek yoktu. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Keyifli okumalar, kitapla kalın.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,2bin okunma
·
151 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.