Odysseia'nın sadece Kahraman Odysseus'un maceralarından birinde görülen ve kendisinin de söylediği gibi "unutulmuş" bir tanrıça olan Kirke'yi ve çevresinde dönen yunan mitolojisinin sayısız olayını muhteşem bir şekilde anlatmayı başarmış yazar.
Kitabı okurken Kirke'nin istemediği tanrıçalık ve ölümsüzlüğünü de kitap boyunca sık sık hissetterebilmiş zira her şey yaşanıp gitmesine rağmen biz de yine Kirke gibi Kirke ile baş başa kalıyor, yine kendimizi onun da tıkılıp kaldığı aiae adasının tanıdık atmosferinde buluyoruz.
Öbür yandan kitabın anlatım yönünün güçlülüğüne gelecek olursak Madeline Miller yine bizi Akhilleus'un Şarkısı'da olduğu gibi yanıltmıyor. Bu kitapta da en az ilk kitabı kadar başarıyı yakalamış olduğu kitabın aldığı sayısız ödülden ötürü anlamak çok da zor değil.
Özetle kesinlikle okunması ve okutulması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Tembelliğim yüzünden okumam 7 günümü alsa da elime aldığımda zar zor bırakabildiğim sayılı kitaplardan biriydi.