Yalnızlığın, gece ve gündüzün diyalektiği üzerinden bir değerlendirmesi olmuş kitap. Bilge Karasu somut ile soyutu, gerçek ile mecazı harmanlamış.
Gece ile sembolize ettiği şeyleri anlamadan, ya da gecenin işçileri ile neyi kastettiğini bilmeden derinlerine inmenin mümkün olmadığı bir eser olmuş.
Alışılmışın dışına çıkmadan da farklı olabilseydi keşke Bilge abi :) Çünkü ben anlamakta çok zorlandım.
İğnelemeleri, imgelerin dilini konuşurken ki mahareti, üstü kapalı dokundurmaları, içsel dürtüleri harekete geçirmesi, toplumcu gerçekçi göndermeleri, yakın tarihin izlerini taşıması, ülkenin kültürel dehlizlerinde dolaştırması, yönelimlere değinmeleri gibi birçok meziyete sahip kitap.
Ülkeye yukarıdan bir bakış atmak istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim.