Yalnızlığın, gece ve gündüzün diyalektiği üzerinden bir değerlendirmesi olmuş kitap. Bilge Karasu somut ile soyutu, gerçek ile mecazı harmanlamış.
Gece ile sembolize ettiği şeyleri anlamadan, ya da gecenin işçileri ile neyi kastettiğini bilmeden derinlerine inmenin mümkün olmadığı bir eser olmuş.
Alışılmışın dışına çıkmadan da farklı olabilseydi keşke Bilge abi :) Çünkü ben anlamakta çok zorlandım.
İğnelemeleri, imgelerin dilini konuşurken ki mahareti, üstü kapalı dokundurmaları, içsel dürtüleri harekete geçirmesi, toplumcu gerçekçi göndermeleri, yakın tarihin izlerini taşıması, ülkenin kültürel dehlizlerinde dolaştırması, yönelimlere değinmeleri gibi birçok meziyete sahip kitap.
Ülkeye yukarıdan bir bakış atmak istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim.
Ya da, geçmişin içinden rastgele seçilmiş birtakım öğelerin, ama özellikle beğendiğimiz -ya da beğenmediğimiz- öğelerin yan yana getirilmesiyle kurduğumuz gerçeklikten uzak bir yapıntıdır.
Ölümlü bir dünyada insan çabasının en büyük başarısı, ölüm diye bir şey hiç yokmuş gibi davranarak, ölüme meydan okuyarak kurmak, örmek, kendi payına düşeni yapıp sonrakilere bırakmaktır diyordum.
Ne düşlesek, nasıl düşler görsek, yapıntılarımızı nasıl kursak ki bundan böyle? Ne yaparsak yapalım, gerçeklikte olup bitenler bizim her türlü düşümüzü, düşlememizi, yapıntımızı, fersah fersah geride bırakıyor.
Kitap uzun zaman önce yayınlanmış. Bunu öğrenince, onca zaman okumamış olmanın pişmanlığını yaşıyor insan. Gerçi kitabın güzelliğini düşününce, bitince yaşattığı pişmanlığın haklılığını da görüyor insan.
Tabii şiir kitabı olduğundan, bi olay örgüsü olmadığından okumaya ilk sayfadan başlamanıza da gerek yok. Bu yüzden gün içerisinde elime alıp rastgele bir sayfasını açıp okuyup geri bıraktığım bir başucu kitabı oldu benim için.
Rastgele okuyarak bitirilen bir kitap. Düşünün artık... Tıpkı replikleri bütününden daha fazla izlenen filmler gibi. Ya da nakaratı tamamına tercih edilen şarkılar gibi. Başka örnek var mı :))
Mektup gibi mi şiir yazıyor, şiir gibi mi mektup yazıyor anlamasam da, düz yazıdan hallice şiir yazıp başarılı olan modern bir şair Murathan Mungan.
Kaldı ki "Yalnız Bir Opera" şiiri başlı başına bir kitap :)
Tarihleri ve yazıldıkları yerlerle ilgili bilgilerin verilmesi, şiirlerin oluşumuna götürüyor insanı. Yazılmasına sebep olan duyguları yaşatıyor.
Başlar, devam eder ve biter. Güzel okumalar...
Yaz GeçerMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20165,4bin okunma