Bir insanlık sınavına çocukluğun getirdiği masumiyetle giriyor ana karakter. Çocuğun bir ismi yoktur keza bu karakter bütün çocukları sembolize etmektedir. Beyaz Gemi'deki o isimsiz çocuk bütün çocuklardır. Kötülüğün her yerde olabileceğini gösteriyor bize yazar ve insanlıktan uzaklaşan Orozkul karakteriyle de okura bunu yansıtıyor. Kötülüğün bir karaktere dönüşmüş halidir Orozkul.
Mümin Dede karakteri ise bilgili, kültüre hakim fakat zorunluluk yoluyla kayıtsızlığı seçen bir karakter olarak çıkıyor karşımıza. Bilgilerini genç kuşağa aktardıktan sonra pasif iyiliği seçerek kayıtsız kalmıştır. Burada Aytmatov'un anlatmaya çalıştığı şey şudur: Sadece iyi olmak yetmez, iyiliği harekete geçirebilmek önemlidir. İyiliğini göstermediği sürece kimse tam anlamıyla iyi değildir.
Kırgız kültürünü, milliyetini temsil eden Maral Ana ise evrensel olarak insanlığın mirasını, kültürünü temsil ediyor denilebilir. Buradan sonrası spoiler içeriyor.
Maral Ana ölmüştür. Dede hareketsizdir, vazgeçmiştir. Çocuk o gemiyi kaçırmıştır ve kendini nehre atıp ölmüştür. Ama göl, nehir akmaya devam etmektedir. İnsanlık var olduğu sürece iyilik de var olacaktır. Kötülük hiçbir zaman sonsuz değildir.