Alain Badio bu incecik kitapta 2016-2020 arasında siyasete dair çevresinde gözlemlediklerini yazıyor. Tabi Fransa örneği üzerinden evrensel bir yargıya da varabiliyoruz. Bu yıllar arasında birçok toplumsal olay gerçekleşti aslında. Fakat gerek sokağa taşan, gerekse de sosyal medya üzerinden milyonların desteğini alan hareketler günün sonunda yenilgiye mahkum oldu. Peki neydi mağlubiyetlerin sebebi? Kimsenin beğenmediği bir sistemi ya da hükümeti değiştirmek neden bu kadar zor? Değişimi isterken aslında yerine neyi koyacağımızı bilmediğimizden olabilir mi?
Özellikle orta sınıf üzerinden yaptığı değerlendirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu yansımaların aynısını bizim ülkemizde de görebiliyoruz. Eskiden iki sınıflı bir mücadele vardı. Burjuvalar ve köylüler, ya da burjuvalar ve işçiler.... Bu yüzden işçiler ya da köylüler her zaman yönetenler için tehlike arz etmiştir. Rusya'da köylüler devrimin öncüsü oldu. Fransa'da ve Almanya'da işçiler önemli bir güç olmuştu. Hepsi zamanla kaybetti.
Bu iki sınıfın arasında tampon olacak yeni bir sınıf yaratıldı; "Orta sınıf". Eğitimli, çalışkan, vergisini düzenli ödeyen, alt sınıfa düşmekten korkan, üst sınıfı çıkmak için can atan. İşte bugün o beğendiğimiz sistemin veya hükümetlerin varlığının devam etmesini sağlayan düşünen korkaklar sınıfı...