Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

712 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"yüreğimde güzelim ölümü duydum.."
Öncelikle bu incelemeyi yazmak ve yazmamak arasında çok arada kaldım diyebilirim. Açıkçası ben kitaplardan her zaman çok etkilenen o anı hayal etmeyi, orada olmak veya olmamak arasında sürekli kendime sorular sorarım. Bazenleri ne kadar çok istesem o anda olamamak hem hayata bakış açımı hem düşünceler arasında sıkışıp kalarak, neyi uygulamam gerektiğini çoğu kez bilemiyorum. Bu kitap hakkında bir şeyler az da olsa -günlük tutanlar gibi, ben hala tutmayı çok severim- bu incelemede de ileride tekrardan bu duyguları okumak için yazıyorum. Kitap olarak her duyguyu hissedebiliyorsunuz. Çok etkilendiğim kısımlar, cümleler ve paragraf sayısı benim için çok fazla oldu. Çok fazla alıntı paylaştım, bir kısmıda taslak olarak kaydettim.^^Biraz düşündükten sonra
Nilgün Marmara
Nilgün Marmara
ve
Selçuk Baran
Selçuk Baran
eserlerini okurken benzer duyguları hissettiğimin farkına vardım. Her iki yazarın da hepsini okuma fırsatım olamasa da anında bunları hissetmem beni gülümsetmişti kendi açımdan baktığım zaman. "Zaman içinde oluşmuş olan tortu herkese sıçratılan bir tortuydu o gece, yalnızca bir kin, nesnesiz ve kimsesiz. Bunu dilemiştim, bunu bilemiştim, bilmiştim." ( Kırmızı Kahverengi Defter, Nilgün Marmara) Bazı yazarların gerçekten çok geç fark ettiğimizi ve hayatını hiç merak etmiyoruz. Ben de dahilim bu gerçekliğe. Hayatımda ne kadar çok o yazarı kendime benimsersem bazenleri, çok çaresiz olduğumda; onlarla hissetmek beni mutlu eder. İyi ki hep kitaplar var ve öğrenmeye, her zaman başka bir yolun olduğuna kendimizi inandırmaya çalışıyoruz. Okuduğum öykülerde yalnızlık, kaçış, çaresizlik, hayata karşı meydan okuma ve baş kaldırma aynı zamanda değişik duygularla baş edemeyen insanların, durumlarını da görebiliyoruz. "Aldanmak, düşkırıklığına uğramak istemiyorum artık. O kadar çok bekledim ki, bıktım. Gücüm kalmadı. Yıllardır bekliyorum. İsteklerimin hiçbiri olmadı. Ya da yanlış şeyler istedim; gerçekleştiklerinde beni mutlu etmediler, doyurmadılar bile. Sonunda istemekten vazgeçtim. İstemeyi unuttum. İstemeyi kendime yasakladım."( S. 305) Her öyküsünü çok çok sevdim diyebilirim. Özellikle Tortu, Yelkovan Yokuşu, Anaların Hakkı, Arjantin Tangoları benim sevdiğim kısımlar arasındadır. Sonlara doğru Porselen Bebek'te ise çocukların gözünden dünyaya bakıldığı, çocukların hayal dünyaları o ince duygular her zaman olmalı ve var olmalı. Son olarak gerçekten okuyan arkadaşlarım için teşekkür ederim. İnceleme yazmak için en iyisini yazamayacaksam,-normalde duygu ve fikirlerimi- yazmayı severim ama ben kitapta derli toplu olmayan şekilde ya cümlelerin altına ya da son sayfaya hissettiklerimi aynı bu şekilde yazmaya çalıştım. "On iki yıldır ne içimde ne dışımda hiçbir kitap yakmadım. Tersine, kitaplara gömüldüm; boğulacak, soluk alamayacak kadar." ( S. 300) "Hepimiz yaşlıyız. Zamanından önce yaşlandık. Bir çağın işini on yıllara sığdırmak zorunda kaldık. Bu yüzden on yıl öncesini vakit geçirmeden unutmamız gerekiyordu. On yıl öncesinin acılarını da tabii... Diyorum ya, bizimkisi unutuşun tarihi olabilir ancak."(S. 347) Mélancolie~ Patrick Watson, Safia Nolin spotify.link/Oyq3m45W3xb
Ceviz Ağacına Kar Yağdı
Ceviz Ağacına Kar YağdıSelçuk Baran · Yapı Kredi Yaynları · 200863 okunma
·
213 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.