Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

412 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
"Sapiens" Çok Şey Bilen Ama Biraz da Yanılan Adam
KİTAPTA BEKLENENDEN FAZLASI VAR. Bir tarih profesörü olan Y.N. HARARİ bu kitabında tarihçilerin görev ve çalışma alanının dışına çıkıyor. Son yıllarda tarihçiler tarih öncesini anlattığı gibi insan öncesini, insanın evrimini de anlatıyorlar. HARARİ bunun da dışına çıkarak bugünkü insanların toplumsal-psikolojik durumunu uzunca inceliyor, gelecekte ne olacağı üzerinde de çok çalışmış, araştırmış ve gelecek öngörülerini incelediği araştırma sonuçlarını da kaynak göstererek yayınlamış. KİTAP 113 BÖLÜMDEN OLUŞUYOR. Kitap aslında 4 bölüm olarak gösterilse de ayrı başlıklar altında sunulan -tek tek saydım- 113 küçük bölüm ve 4 ana bölümden oluşuyor. Bu 113 bölümün herbirinde birden fazla tarihi olay, doğa yasası, bilimsel araştırma sonuçlarından desteklenen ya da desteklenmeyen tezler-yazarın direk kendi öngörüleri- anlatılıyor. Bazı maymun türlerinin ölüm tehlikesini işaret etmek için bir ses(ilkel kelime gibi) ile bağırarak kısıtlı olarak konuştuğundan, ineklerin ve domuzların da duyguları olduğundan bile bahsediyor ki zaten yunusların sesli olarak konuşabildiği (20 kelimeydi değişmediyse), bir orangutanın işaret dili ile konuşabildiği, hatta muhabbet kuşlarının bile 7 farklı durumlarında 7 farklı tonla öterek bir nevi haberleştiği bilinmektedir. Yani HARARİ kendi alanından çok uzak olan hayvan davranışları gibi az bilinen bir bilim dalından örnekler verebilen bu konuda araştırma yapmış ilginç ve iddialı bir kişi. EVRİM CANLI TÜRÜ VE EKOLOJİK YOK OLUŞ GİBİ KAVRAMLARI İYİ ANLATMIŞ Yazar yine alanı olmamasına rağmen eşek ve atın benzerlikleri, farkları ile bir eşek ve bir atın çiftlesebildiği, ancak yavrularının kısır olması ve üreyememesi üzerinden hem tür kavramını hem de evrim teorisini başarılı anlatmış, Avustralya'ya 35-40 bin yıl önce giden ilkel insanların oradaki dev keseli memelileri, dev deve kuşları ve pekçok küçük türü yok ettiğini, Amerika'ya 14 bin yıl önce geçen ilkel insanların orada da pek çok türü yok ettiğini sıkmadan güzelce anlatmış ve insanların "Ekolojik Seri Katil" olduğunu söylemiş. BİYOLOJİK EVRİM VE SOSYAL EVRİM Günümüzden yaklaşık 45 bin yıl önce Homo Sapiens'in beyninde gelişen bir "Bilişsel Değişiklik (Evrim)" ile diğer insan türleri (ya da insansı türler diyelim) arasından sıyrılarak muhtemelen çoğu durumda onları kendisi yok ederek tarım devrimi, kentsel devrim, para, kapitalizm, bilimle kol kola ilerleyen kapitalizm ve ekonomi; en son aşamada ise dünyayı bile yok edebilecek kitle imha silahları geliştirilince onların gölgesinde nadir savaş olan, insan haklarının önem kazandığı, ölümlerin azaldığı, ömürlerin uzadığı, insanların daha çok gıdaya ulaştığı son 60-70 yıllık süreci de anlatarak bir anlamda biyolojik evrim ve sosyal evrim kitabını tamamlamış diyebiliriz. DİNLERE, İNANÇLARA KAPİTALİZME, KOMÜNİZME, HERŞEYE KARŞI ÇIKILMIŞ Herhangi bir dine(ya da) din benzeri inanca sahip olmadığını (inançların bilimsel olmadığını) birkaç kez belirten yazar insanların geliştirdiği, ekonomi dahil herşeye tepki göstermiş benim fikrimce gerçekleri aşarak ileri gitmiş. Yazarın elinde güçlü tarihsel kanıtlar var. İspanyol Korsanların, İngilizlerin, Fransızların coğrafi keşifler sonrasında yaptıkları katliamları kendi salgın hastalıklarını bağışıklık yönünden zayıf yerli halklara bulaştırarak kitlesel ölümlere yol açtıklarını, ilham aldığını söylediği, "Tüfek, Mikrop ve Çelik" kitabındaki gibi örneklerle anlatıyor. Öyle ki Yeni Zelanda yerlilerinin tamamının İngilizler tarafından yok edildiğini öğrendim. Avustralya Aborijinlerinin, Kuzey Amerika yerlilerinin ABD ve Kanada'da neredeyse yok olduklarını da zaten hepimiz biliyoruz. Romalıların ve diğer başka toplumların savaşlarla yok ettikleri medeniyetler ve insanlara yaşattıkları büyük acılardan da örnekler var. KÖTÜMSER BAKIŞ AÇISI ABARTILMIŞ Pek çok açıdan ve sürekli olarak tarih disiplininden çıkan, tarihsel olayları biyolojik evrim, kapitalizm, ekonomi, psikoloji ve sosyoloji ilkeleri ile değerlendiren ve tarihçileri de zaman zaman eleştiren yazar son yıllarda artan refah ortamını bildirmiş ancak burada nedense ısrarla tarih disiplinine bağlı kalarak bunun Homo Sapiens türünün ömrü için çok kısa bir zaman olduğunu vurgulamış. Ekolojik Katil olarak tanımladığı -bazı başka akademisyenlerle beraber- türümüzün üyeleri aslında büyük yok etmeyi binlerce yıl önce yapmış yani o zamanlar ne tek tanrılı dinler vardı, ne tarım, ne para, ne de kapitalizm vardı. Yine karşılıklı fayda gibi pozitif olarak algılamamız gereken olguları yazar karşılıklı sömürü (bence anlamsız ve kavram değil) olarak tanımlayarak objektiflikten uzaklaşmış. Milliyetçiliğin, dinlerin, İslamın, Hristiyanlığın, Kapitalizmin hatta tarım ve hümanizmin dahil boş ve yanlış olduğunu değişik örneklerle sayfalarca anlatmış yazar. Bunların insanların gelişimindeki süreçler olduğu, yenilenen sistemlerin çoğunlukla bir öncekinden daha mantıklı olduğunu düşünmemiş, kendisininde kabul ettiği, insanların (genel olarak) günümüzde daha iyi şartlarda ve daha çok barış içinde yaşadığını vurgulayarak insanın gelişimin olumlu yanını görememiş. Bu durumda verdiği inanılmaz sayıdaki örnekle bizi şaşırtan ve bize pek çok yeni şey öğreten yazarın nihai duruma odaklanmaması bir akıl tutulması olarak düşünülebilir. YOKSA YAZAR ACILARI VE SİYASAL ŞİDDETİ SIRADAN GÖSTERMEYE Mİ ÇALIŞIYOR? Diğer bir fikir ise herhangi bir bağlılığı kabul etmeyen sosyal açıdan yalnızlaşmış gibi görünen yazarın aslında ait olduğu İsrail toplumunun devlet olarak tarihte bilinen yanlışlarını, insanlık dışı fiilleri günümüzde ve yakın zamanda defalarca yapmasını gündeminden ve muhtemelen üniversite kürsüsünden ders verdiği öğrencilerin gündeminden uzaklaştırıp bunları diğer toplumlara yansıtmak için böyle bir mottoyla yıllarca çalışıp bu fikirleri elde etmiş ve bunları tüm dünyaya anlatmak istemiş olabilir. Aynı zamandaki daha eskilerde 1945'lerdeki Yahudi Soykırımın benzerlerinin defalarca olduğunu anlatarak biraz olsun teselli çabasında da olabilir. İNSANIN MUTLULUĞU KONUSUNDA YANILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM. Yazar mutluluğu hormon temelli olduğunu anlatmış okuduğu bazı bilimsel çalışmalardan örnekler vermiş. İnsanların başka hiçbir şey olmadan sadece hormon verilerek bugün ve gelecekte mutlu olabileceğini iddia etmiş. Ancak bu konuda yazarın uzmanlık konusu değil ve bu kitabın yazıldığı 2013 yılından beri yazarı destekleyecek bilimsel araştırma sonucu görmedik. Benim zaman zaman yaptığım okumalarda, bu konuda yazarın örnek gösterdiği bilimsel araştırmaların iddia ettiği kadar basit ve kesin sonuçları olmadığını anlıyorum. Yazarın sonraki kitabı "Homo Deus"ta mutlulukla ilgili yaptığı bazı açıklamaların bu kitapta da aynen olması ilginç. Bunun dışında yazarın orijinal yakın gelecekte insanın tanrılaşması fikri olarak şunu söyleyebilirim. "Biz daha oralara gelmedik." ÖZETLE; insana çok şey katan muazzam bir kitap var. Üzerinde çok emek var. Bununla birlikte yazarın tamamen tarafsız olmadığını yanılabildiğini ve yanıltabileceğini de göz önünde bulundurun. Ayrıca ben hiç bir inancı olmayan insanın (birey yada toplum olarak) sosyolojik ve psikolojik boşlukta kalacağını ve hayatına devam edemeyeceğini düşünüyorum.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,3bin okunma
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.