Sorgulamadıkları özel bağlardı onları yöneten ve önemli olan şey kişisel ilişkilerdi.
Çaresizlikle yapılmış bir kol hareketi, bir sarılış, bör gözyaşı, ölmekte olan bir adama söylenen bir söz kendi içinde değerliydi. Winston'un aklına birden proleterlerin hala bu şekilde yaşadıkları geldi.
Onlara bir partiye, bir ülkeye ya da bir fikre sadık değildi, onlar birbirine sadıktı. Hayatında ilk kez proleterleri küçük görmedi...