Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Uzun zamandan sonra tekrar okumak nasip oldu. Yıllar geçse de tekrar tekrar okunacak nadir kitaplardan bir tanesi. Belki de bunun nedeni sayfa sayısının az olması ve yazarın erkek olmasına rağmen bir kadın yazar tarafından yazılmış gibi olmasıdır. Karakterin çocukluk döneminde başlayan saf çocuksu aşk duygusu büyüdüğü zaman ileri derecedeki hastalıklı ve saplantılı aşka geçişini okuyoruz. Mektubu yazan kadının babasının ölmesi bize bu satırları okutuyor olabilir. Bay R'nin bile haberi olmadığı çocuğunun annelik iç güdüsü ile değil tamamen R'nin hediyesi olarak görmesi ve çocuğun ölümünden sonra intihar sebebini R'den hiçbir şey kalmaması yaşamını tamamen lütuf olarak sunulmuş gözle baktığı çocuğa bağlı kalması beni bu düşünceye itiyor. Bir çok saçma gelen yerleri var kitabın ikinci görüşmesine rağmen kadını hatırlamaması özellikle. Lakin fazla ayrıntılı düşünmedikçe kitabın o tutkulu, kasvetli ve yakıcı aşkın içinde sürükleniyorsunuz. Kitapta belki kadına kızıyorsunuz belki de hayranlıkla hissettiği aşka saygı duyuyorsunuz. Okuyucuyu ikiye bölen bir karakter olması da kitabı daha güzelleştiren noktalardan bir tanesi. Kitabı okurken mektubu yazan kadında kendimden de parçalar buldum. Karşılık beklemeyen, özür dilemesi, teşekkür etmesi, onun için herşeyi göze alabilmesi, ölüm döşeğinde bile olsa ona son gücüyle gelebilmesi ve en önemlisi sadece kendisine zarar vermesi gibi. Aslında sorulması gerek soru bu aşk bir duygu mu yoksa hastalık mı? İnce bir ipin üzerinde yürürken nereye meyil ettiğimiz çok önemli.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Maviçatı Yayınları · 2019223,9bin okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.