Otopsi masasında kesilip biçilirken hayatını masaya yatıran bir Fournier. İç ses, kadavranın üzerinde çalışan kadınla bir bağ kurma derdinde. Yalnızlık ölünce bile çekilir dert değil demek. Hazır uzanmış masaya, hani zaman da bol, geçmişe gitmeden olmaz. Biraz özeleştiri yapıyoruz, biraz övüyoruz kendimizi, biraz pişmanlıktan, biraz iyi ki’den koyuyoruz. Mizahla silip parlatıyoruz sönük kalmış kısımları. Burukluklara dikiş atıyoruz.
Yani, Fournier, güzel. Her zamanki gibi muzip. Süslenmeye ihtiyacı olmayan cümleler, akıp gidiyor. Ama yine de bir şey eksik bu kitapta.
Bu, benim Fournier’den okuduğum dördüncü kitap. Hepsinde benzer bir üslup, yaklaşım, yöntem olsa da, her birinin kendine ait bir kimliği vardı kitapların. Ne bileyim,
Dul’u okurken, yaşlılık ve yalnızlık belini tutarak oturmaya çalışıyordu. Otopsim ise, diğer tüm kitaplarına biraz benzemiş, hepsinden biraz olmuş, ama kendi kimliğini bulamamış gibi geldi bana.
OtopsimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20191,633 okunma
Benim de seni okumak iyi geliyor bana Emel; cok ciddiyim! İyi ki varsın arkadaşım! Hatta ya bak ne iyi dedim; gecmis incelemelerini okuyayim bugun…Cunku bugun, oyle bir gün :)