Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

277 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Seninle Başlamadı
Kitap, kalıtsal aile travmalarının kim olduğumuza etkileri ve sorunların üstesinden gelmenin yollarını çok güzel bir şekilde yaşanmış hayat hikayelerinden yola çıkarak bize anlatıyor. Kitabı okumadan önce Epigenetiğin hayatımıza bu kadar etki ettiğini bilmiyordum. Yani bu ne demek oluyor ? Bu : Anneniz- Babanız veyahut Atanız (Dede - Nine)'ın yaşamış olduğu depresyon, travma, stres, öfke vb... hallerin genetik (DNA) yoluyla evlada veyahut toruna aktarılması, geçme durumu. Kitapta ahlâka çok değinmese de, kitapta vurgu yapılan önermede ahlakın da doğuştan (DNA) yoluyla aktarılabileceği sonucu ortaya çıkıyor. Kitapla çok bağlantısı olmasa da ben duruma alanımdan ötürü İslâmî çerçevede kısaca bi ele almak istiyorum. Terim olarak ahlâkı tanımlamak istersek, Ahlâk: insanın yaratılışından gelen ve zamanla ruhuna yerleşen alışkanlıklardır. Bu alışkanlıklar, toplum içerisinde yaşanarak kazanılan güzel ve iyi huylarla, kötü huylardır. İslâm ahlâkçılarınca ahlâkın terim anlamları içerisinde en beğenileni İmam Gazalî’nin tanımıdır. Buna göre: “Ahlâk, insan nefsinde yerleşen öyle bir yetenektir ki, fiiller, hiçbir zorlama olmaksızın, düşünüp taşınmadan, bu yetenek nedeniyle kolaylıkla ortaya çıkar.” Ulema Ahlâkı ikiye ayırmıştır.Aslında bu durum asırlardır hatta İslam dünyasında da tartışma konusu olan bir durum: 1.     Hulk-i Tabii: İnsanın yaratılışı, tabiatıyla uyuşan veya insanın yaratılışında gizli ve saklı olan ahlâktır. 2.      Hulk-ı Kesbi: Fiil ve davranışlar şeklinde meydana gelip istikrar kazanarak, sırf görüşüp kaynaşmaya, adete dayalı huydur. Yani Ahlâk doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı kazanılır ? meselesi... Kitabı okumadan önce ahlaķımızın sonradan çevresel etmenler neticesinde (buranın içerisine Ana - baba yetişme ortamı, arkadaş ortamı, vb...) den etkilenerekten kazanıldığını düşünüyordum ama kitabın ideolojisine göre: Ahlaķımızın, huyumuzun, psikolojimizin genetik (DNA) yoluyla hazır halde bize aktarıldığını savunuyor. Bu durum kafamı kurcalamadı değil. Ama ben yine bu görüşü savunmayacağım. Çünkü bu durum haksızlığı ortaya çıkar. İradenin kısıtlandığını gösterir ki bence bu doğru değil.
Mark Wolynn
Mark Wolynn
bu kitapta, kalıtsal aile yapılarını nesilden nesile acı döngüsünü canlı tutan, bilmeden edinmiş korkuları, duyguları ve davranışları tanımlamak üzerine bu döngünün nasıl sonlandırılabileceğine odaklanmış. Kitabı kesinlikle okuyun. Ailemizden ve geçmişimizden gelen travmatik durumları yaşadığımızı çok güzel örnekler vererek anlatan bir kitap. İçinde mutlaka kendinizden birer parça bulacaksınız bundan eminim ve bundan pay çıkaracaksınız... İncelememi bitirmeden önce kitaptan beğendiğim birkaç alıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum. "Geçmiş, hiçbir zaman unutlumuş değildir. Geçmiş, geçmiş bile değildir." (Syf 23) "Zihin negatif anılar için bağlayıcı bir bant gibiyken pozitif anılar içinse teflon gibidir." (Syf 97) "Bir bireyin yaşamını, annesi kadar etkileyebilen başka hiçbir şey yoktur." (Syf 195) "İnsanlar genellikle farkında olmadan yaralarını tetikleyecek bir eş seçerler.Böylelikle kendilerinin acı dolu ve tepkili taraflarını görme, sahiplenme ve iyileştirme fırsatları olur. Mükemmel bir ayna gibi seçilen partner diğerinin kalbindeki sahiplenilmemiş ve bitirilmemiş şeyleri yansıtır." (Syf 221) Keyifli, anlamlı okumalar dilerim.
Seninle Başlamadı
Seninle BaşlamadıMark Wolynn · Sola Yayınları · 202212,9bin okunma
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.