Sonra fark ettim ki;
su akıyor, rüzgar esiyor, yağmur yağıyor.
Her şey yine ve aynı şekilde oluyor.
Öyle bir yere geldim ki
sıcak ve soğuk,
aşk ve nefret,
savaş ve barış,
üşümek ve ısınmak gibi.
Gitsem ayrılık olur,
kalsam çöl.
Gidersem bende hasret olur
ve belki beni sevenler de özler;
Ama anladım ki; özlemden hiç kimse
ölmüyor.
Ama ben ölüyorum.
Nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum.
Anladım ki; hasret yeni bir aşka kadar sürüyor.
Sevdiklerim ve beni sevenler, bağışlayın,
su akıyor ve ben gidiyorum...
(Tuncay Akdoğan)