Gönderi

MEKANIN SAHİBİ BİZ DEĞİLİZ
Günlerden bir gün Musa adında biri varmış. Bütün köy onun yanında çalışırmış. İnsanlara karşı kötü davranır hatta kendini ilahlaştırdığı gün bile olurmuş. Gel zaman git zaman bir süre daha zenginliği devam etmiş. Bir gece çok büyük bir zelzele olmuş o köyde taş üstünde taş kalmamış. Köylülerin kaçanı kaçmış kaçamayanı ölmüş. Musa’da kurtulanların arasındaymış ne bir zenginliği ne de bir parası kalmış. Hepsi büyük zelzelede yok olup gitmiş. Musa’da yan köyün sağlam bir evine misafir olmuş orada bir süre yaşayıp sonrasında hastalanıp ölmüş. Bunun gibi birçok yaşanmış örnekler var hayatımızda. Sizce evimiz varsa güvende miyiz? Arabamız varsa isteğimiz yere gidebilir miyiz? veya paramız bizi her zaman her yerde iflah edebilir mi? Bu soruların hepsi koca bir hayır. Bizler öyle bir aciz varlıklarız ki bırakın kendi paramızla aldığımız mal mülk bizim olmasını taşıdığımız beden dahi emanet. Yani sahibi dahi değiliz hiçbir şeyin. Biz kulluk görevimizi yerine getirip gerisini Allah’a bırakmakla yükümlüyüz. ‘’Taşıdığı bedenin emanetçisi olan varlığın malı ve mülküyle övünmesi ne komik bir durum.’’ " Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O mutlak güç ve hikmet sahibidir. " AL-İ İMRAN/6. AYET
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.