Şu çağ için “sözde” adaleti tesis eden iki parametre var:
1-Para
2-Demografik üstünlük
Yaşadığınız bölgede etkin nüfus çoğunluğuna sahip bir ailendenseniz ve bununla birlikte bir de paranız varsa evet, “sözde adalet” elbette ki sizden yana tecelli edecektir. “Yoksa n’oluyor?”u, bizde olmadığı için (para vb.), hepimiz gayet tabi biliyoruz zaten
Yine böyle bir gün, adaletsizliğin kol gezdiği ütopik bir dünyada, adaleti tesis etmek için,
O da nesi? “İnsanlık suçları” diye bir asayiş birimi vuku buluyor. Niyesi ve nasılı malum: kaos, anarşi ve rahatlığın batması…
“İyi de biz o işi dayıyla çözüyorduk? Ne birimi, ne asayişi kardeşim?..” Cık, cık, cık… Maalesef bizimle değilsiniz “küçük” ADAM. Çünkü burada “kısas” işliyor. Bu kısas öyle güzel ve suça eş değer bir biçimde uygulanıyor ki “ıslah” olmamak işten değil… Hal böyle olunca, suç öncesi “caydırıcılık” artarken, suç sonrası “topluma kazandırma” altını dolduramayan iki metaforik olgu olmaktan çıkıyor. İnanmayacaksınız ama yazarımız tarafından yaratılan dünyada bu eylem için bir de “adalet” denilmiş. TDK’den anlamına baktım (yabancı olduğum kavramları araştırma gibi bir huyum var.) Bkz. şöyle diyor:
1. isim Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe.
2. isim Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme
Artık kavrama da yabancı değilsek kitabı incelemeye devam edebiliriz. Bu adalet sistemi, “sen kalk suçluyu al, ıslah et ve pembe pamuklu şeker kıvamına getir” olacak şey değil… Ya hu, bu da yetmezmiş gibi bir de bireyi topluma kazandır… Vallahi pes!
İşte tam da bu noktada, “Hadi canım sende, olur mu öyle şey?” dediğinizi duyar gibi oldum ve dolayısıyla da sizi; dili yalın, gerçekliği akıl almaz derecede arş-ı âlâ’da olan bu güzel kurguya davet ediyorum. Bende çok yok ama size 49 sayfalık bir mutluluğu (neden mutluluk dediğimi son pasajda yazacağım) bu kitap vesile ile vadediyorum. Derinliği hacmini aşan, okur memnuniyeti garantili eserimizi tüm kitapseverlere tavsiye ediyorum. Aksi halde “insanlık suçu” işlemiş olacağım ;)
Eklemeden duramayacağım:
Benim için kitabın hacmi tam kararında. Malum herkes çok yoğun (!) Dolayısıyla da uzun serüvenleri okuyamıyorlar...
SON PASAJ: Yaratılan ütopik dünyada dahi olsa, adaleti tesis etme gayretine girdiği ve yüreklerimize su serpme fiiliyatı gösterdiği için yazarımıza (
Selahattin Tomar) şükranlarımı şahsım ve sizler adına sunmak istiyorum. Kaleminiz tükenmesin.
Başarılar dilerim.
Bişey sormak istiyorum izninizle , bu kitap kaç yaşa hitap ediyor ? Hangi yaş aralığı okumalı daha iyi anlamak için , kitap çok beğeniliyor ama biraz çekiniyorum yaşım gereğince