GÜZEL İNSANLAR MERHABA!
*NOT incelemeyi şu parça eşliğinde dinlemeniz tavsiye ederim. youtu.be/3azC0_AVLIY
Uzun bir aradan sonra bir kitap incelemesi için burdayım. Öncelikle bu kitaptan ve Hasan İzzettin Dinamo adlı yazardan beni haberdar eden
Seda Hocaya candan sevgiler saygılar...
Bizde ve dünyanın bir çok memlekettinde savaş, kahramanlık hikâyelerinin alıcısı çok olur. Savaş esnasında Kara Murat benzeri kahramanlıklar hepimizin fazlasıyla hoşuna gider.( İlkokulda Kara Murat filmini izlemek için hasta rolü yapıp okula gitmemiştim :) )
Savaş kahramanlık tamam güzeldir. Acaba erkekler savaşa gidince arkada kalan çocuklar, kadınlar, yaşlılar ne yapıyorlar. Ne yiyip ne içer, nasıl yaşarlar...
İtiraf edeyim bende bu konuyu çok detaylı düşündüm dersem yalan olur.
Kitabı üç günde bitirdim. Buna rağmen halen birçok sahne bir film sahnesi gibi beynimde dolanıp duruyor. Her oturduğum ortamda çevreme baskı kurarak kitabı okuyun deyip duruyorum...
En son pek muhterem Emile Zola'nin "Germinal" adlı romanında bayağı bir tokat yemiştim. "Savaş ve Açlar", romanı da beni resmen yumruk manyağı yaptı.
Germinal adlı eserde maden ocağı emekçilerinin ekmek kavgası, göçük altında yaşama kavgası, ölmemek için insanın verdiği mücadele sahnelerini Emile Zola resmen size yaşatıyor.
Dinamo üstad, 1909 doğumlu bir Karadeniz uşağı, 1915 yılında baba ve abiyi Kafkas cephesinde kaybediyor. 1919 yılında anneyi kaybediyor. Kendi ve kardeşleri yetimler yurdunda yaşama mücadelesi veriyor. Roman büyük oranda biyografi öğelerden oluşuyor.
Kafkas cephesinde savaşa giden binlerce Karadeniz uşağı gariban insanlar var. Laz uşağı bu gariban insanlar, eşini, çocuğunu, sevgilisini bırakıp bir bilinmeze doğru yol alıyor.
Gariban insanlar savaşa giderken, zengin aile çocukları, "bedeli askerîye" verip o bakımlı, güzel değerli! çocuklarını savaşa göndermiyor.( Nedense şehitlik şerbetini içenler hep aynı toplum kesimi!)
Gariban aileler çocukları ölmesin diye sokak hayvanları ile bir ekmek kırıntısı için kavga ederken, zengin aileler bolluk içinde tehciri edilen Rum tebâanın mallarına çökme hesapları peşinde koşuyor. Yazarın dediği gibi ittihatçı pokyediler mallarına mal katma derdinde koşturuyor.
Eser boyunca, vatan, millet, bayrak, şehitlik şerbetinin sadece fakir vatandaş sofrasında olduğunu görüyoruz.
Son olarak yerli yabancı bir çok gereksiz yazarın boş eserlerini bize allayıp pullayıp okutanlara sitemimdir. Hasan İzzettin Dinamo, bildiğimiz ezberler dışında bir savaş hikayesi anlattığı için bu yazarın bilinçli bir şekilde bizlerden uzak tutulduğunu düşünüyorum.
Bu yazarla henüz tanışmamış arkadaşlara gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Sağlıkcakla ve kitapla kalın efendim.
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 20171,294 okunma
Bana da yol gösterenler oldu ☺️ şairin dediği gibi "Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel O başkası yok mu bir yanındakine veriyor Derken karanfil elden ele. Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz"
Elden ele, elden geldiğince güzelliği çoğaltmak ☺️
Kitabın sende olumlu etki bırakmasına sevindim Hocam, eksik olma. Ne de güzel ifade etmişsin..
Lakin Yaşar Kurt detayını incelemenin giriş kısmına alaydın, iyiydi. İnceleme bitince şarkıyı görünce, okumaya eşlik edemiyor :)