Yeşil Yol
King'in okunması gereken kitaplarından birinin Yeşil Yol olduğunu bilmeme rağmen okumaya karar vermem oldukça uzun sürdü. Aslında başlangıç kitaplarından biri olabilir.
¶
Kitap, filminden ötürü bilinmesine rağmen daha çok filmin izlendiğini kitabı okumaya başladığım sıralarda fark ettim. O yüzden ben de kitabı bitirir bitirmez filmi izledim. Filmle ilgili söyleyeceklerimi sona saklıyorum.
¶
Romanın yapı unsurlarından biri anlatıcı ve bakış açısıdır. Eskiden bu kadar dikkat etmesem de bakış açısının nasıl daha farklı kullanıldığına şahit ola ola artık bir anlatıya başladığımda dikkat ettiğim unsurlardan biri oldu. Zaten bir kere o farkındalık oluştu mu ister istemez bakış açısının kullanışı dikkatinizi çekiyor.
Yeşil Yol, kahraman bakış açısıyla yazılmış. Anlatılanları Paul'un anılarını bir deftere not etmesiyle okumaya başlıyoruz. Kaldığı huzurevinde John Coffey'i hatırlaması Paul'un o dönemi anlatma ihtiyacı yaşamasına sebep oluyor. Biz de böylece karakterimizle birlikte geçmişe gidip kendimizi huzurevinden Could Mountain Hapishanesi'nde buluyoruz. Bu noktadan sonra Paul'ün sahip olduğu gözlem gücü okuduklarımızı gözlemci bakış açısının anlatımına sürüklüyor. Bu yüzden kitapta iki bakış açısı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
¶
Kitabın konusu ise doğal olarak John Coffey etrafında dönüyor. Etrafında dönüyor derken kast ettiğim John Coffey'nin hikâyesini öğrenmeden önce öğrenmemiz gerekenler. İlk başta neden doğrudan sadece Coffey'nin hikâyesini anlatmadı acaba diye sorgulasam da resmin bütününü gördüğümde neden böyle uzun bir yol olduğunu anladım.
¶
Her zamanki gibi kitabın içeriğinden bahsetmeyeceğim. Kitap hakikaten insanın duygu dünyasını sarsıyor. İnsanların içlerindeki kötülüklerin onlara neler yaptırabildiğini okumak bir korku kitabından daha fazla insanı dehşete sokuyor. Çünkü dünyanın adalet sistemi gerçekten gerçek kötülerin hepsini cezalandırmıyor. Hatta en büyük kötülüğe sahip olanlar aynı zamanda belli bir güce de sahip oldu mu herhangi bir hapishanede bulunan suçludan daha fazla suç işleyebiliyor.
Kitap okura hem insanın kurduğu adalet sistemini hem de hâli hazırda hüküm giymiş insanların yaşamı farklı olsa yine de böyle kötü olurlar mıydı diye sorgulatıyor. Altı insanın yanarak ölmesine sebep olan, elektirikliğe mahkum edilen Delacroix aynı zamanda minik bir farenin akıbeti için endişeleniyor. Belki başka bir yaşamda o da başka bir Delacroix olurdu. Öte yandan Percyler dünyanın her yerinde.
¶
Okuduğum bu kitap özünde ırkçılığa parmak basan, ama bunu bakın ben ırkçılığa vurgu yapıyorum demeden, yani bu cümleyi özde okura söyleten bir kitap. King'i ve King gibi yazan yazarları bu yüzden seviyorum. Anlatmak istediklerini sıfatlara sıkıştırmadan anlatan yazarların akla ilk gelen isimlerinden biri King. O yüzden onu okumayı her zaman seviyorum.
¶
Son olarak film hakkında birkaç cümle yazacağım. Evet, film başarılı bir uyarlama. Özellikle repliklere sadık kalmaları filmi daha etkileyici kılmış. Ama yine de kitap daha iyiydi. Baştan sona sanki birebir uyuyormuş gibi görünse de aslında en önemli sahnenin işlenişi kitapta çok daha iyi. Ama kitaptaki işlenişi hatırlayınca kitapta anlatıldığı gibi anlatmak filmin süresini daha da uzatırdı. O yüzden orayı yönetmen olağanüstü bir şeylere bağlamış olmalı. Filmi izlemiş olsanız bile kitabı okumanızı bu yüzden öneririm. Kitap size o duyguları daha çok hissettirecek.
Yeşil YolStephen King · Altın Kitaplar · 20217,9bin okunma
·
268 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
