Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

143 syf.
9/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Fatih ruhlu bir nesil yetiştiren annelere ve tüm şehitlerimize....
Baltasıyla sipere koşan Nene Hatunlar, yorganlarını cephanenin üzerine örtüp donarak şehadete yürüyen Şerife bacılar, kağnı yolunda doğum yapan Emineler, bu kutlu yolculukta doğmuş cennet kokan bebekleri bağrına basan komutanlar, kızıyla ateş hattındaki babalar, ellerinde kınalarıyla şehadete yürüyen yeni gelinler, kardeşini, babasını kaybedip kocasıyla omuza omuza çarpışan yiğitler, oyuncak tutması gerekirken cephane dolduran eller, 19 gün işkencelerle zulmedilse de direnişinden vazgeçmeyen Kara Fatmalar, Ali'lerini, Mehmet' lerini bu yola kurban vermişken kendi canlarını da vermekten gocunmayan analar, yavuklular....benim ya da benden öncekilerin yazmaya gücü yetmemiş nice isimsiz kahramanların ufak bir derlemesi bu kitap Kadınların namusu kirletilmesin, anaların ağıtları gökleri yırtmasın, bebeler beşiklerinde süngülenmesin, atılan bombalarla ocakları kül olmasın, bedenler parçalanıp yürekler tutuşmasın diye varını yoğunu ortaya koyan nazik ruhların küçücük bir parçasını okuyacaksınız. Bıçak kemiğe dayandığında vatan sevgisinin kadını erkeği olmadığına şahit olacaksınız.Gerek süngülerle, topla tüfekle gerek mitinglerde kelimeler ve fikirlerle.... Bu kitabı ilk okuduğumda ortaokul sıralarında küçük bir kızdım. Bugün belki de onların vatanı savunduğu yaştayım. "Silah sadece size mi yakışır." diye kocasına sitemler edip cesurca savaşırken şehit olan Makbule ' den ve onun gibi yüzlercesinden daha çok yaşadım hatta. Okuduğum kitapları tekrar okuma alışkanlığım yoktur normalde. Ama bugün bu kitap okumam için çekti kendine. En az o zaman ki kadar yoğun duygularla okudum. Cephede çarpışan şehitlerimizi, gazilerimizi asla unutamayız. Ancak cephe gerisindeki bu mert insanları onlar bir takdir beklemese bile ihmal etmemeliyiz. Bu kitap Milli Mücadelenin kadın kahramanlarını anlatan ilk hikaye kitabıymış. Umarım daha fazlası olur. Umarım sahip oldukları bu milli şuur nesilden nesile aktarılır. Umarım vatanları uğruna kan verip kan aldıkları bu millet tarafından hep hatırlanırlar... Bu inceleme vesilesiyle 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma gününde tüm aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun..... Kitaptaki cümleler insanın o kadar içine dokunuyor ki hepsini paylaşayım herkes okusun istedim. Ama abartmaya başladığımı düşündüğüm için yorumlarla devam edeceğim buraya kadar okuyup beğendiyseniz yorumlara da göz atabilirsiniz.
Milli Mücadele'de Kınalı Eller
Milli Mücadele'de Kınalı EllerOsman Alagöz · Kaynak Yayıncılık · 2006130 okunma
·
661 görüntüleme
Nazlıgül okurunun profil resmi
Sessizliğin daha da sürmesini istedi. Ölüm sükûtunun kol gezmesini diliyordu düşmanları için. Konuşmasınlar, iniltileri bile duyulmasın istiyordu. Tabiat sussun; kuşların, cırcır böceklerinin ötüşleri de kaybolsun ortadan. Her yer suskulara bürünsün. Ölüm konuşsun sadece.
Bu yorum görüntülenemiyor
Nazlıgül okurunun profil resmi
Susmak, konuşmaktan daha manalı ve daha kolay geliyordu. Yaşanan hüznü tarif etmekten acizdi kelimeler. Yerinden fırlayacakmışçasına çarpan kalpler, inanmışlığı aksettiren bakışlar, sıcak bir dokunuş, kelimelerle anlatılamayacak nice duyguları yansıtıyordu. Hisler ortaktı. Acılar paylaşılıyordu. Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyordu Akgünlü köyünde. Düşen her bir ateşle bütün bir köy yanıyordu.
Nazlıgül okurunun profil resmi
"Hüseyin'im, aslan oğlum benim! Dayın Şıbka'da, baban Dömeke'de, ağabeylerin Çanakkale'de şehit düştüler. Bak, son yongam sensin! Minarelerden ezan sesi kesilecekse camilerin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun. Öl de köye dönme! Yolun Şıbka'ya uğrarsa dayının ruhuna da bir fatiha okumayı unutma. Haydi oğul, Allah yolunu açık etsin."
Nazlıgül okurunun profil resmi
- Demek sizin ailenin bütün erkekleri hep şehit oldular, öyle mi, diyerek derdine ortak olmak, biraz olsun onu teselli etmek istiyordu. - Yalnız bizim ailenin erkekleri değil oğul, bizim köyün mezarlığına elli yıldır delikanlı gömülmedi.Vatan dursun da biz hepimiz ölelim, ne çıkar?
Nazlıgül okurunun profil resmi
Yağmur gibi yağan mermilere aldırmadan, vurulan iki genci kurtarmak için uçarcasına ileri atılmasından dolayı da Rahime Onbaşıya o günden sonra, uçan anlamına gelen "tayyar" lakabı verilmişti. Çeteler arasında Tayyar Rahime diye çağrılır olmuştu. Tayyar Rahime... Gözünü kırpmadan, uçarcasına düşman hatlarına ilerleyen kadın... Vefayı örnek davranışlarıyla taçlandıran insan…..
Nazlıgül okurunun profil resmi
Dillerde bir yemin gibi, "Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz." sözü dolaşıyordu. Senem Ayşe, yerde yatan kocasının kanlı elbiselerini çıkarıp kendisi giydi. Gümüş kabzalı, iki uçlu sivri hançerini de beline taktı. Mavzerin kurşunlarını da boynundan ve belinden doladı. Sonra da "Maraş kurtuluncaya kadar bu kanlı elbisen üstümden çıkmayacak. Gerekirse benim de kanım damlasın gül kırmızısına bürünen elbisene." dedi ve düşmanı takip etti
Nazlıgül okurunun profil resmi
"Sen bu günler için şehit oldun Alicik. Sonradan gelenler ezan sesinden mahrum kalmasın diye. Köyünün dağlarında serazat uçsun diye kuşlar. Bülbüller şakısın diye gül dalında. Gel gör ki cennet dostum, köyünün dağlarında güneş daha bir kızıl batıyor şimdi."
Nazlıgül okurunun profil resmi
Dağ hürriyetti, dağ en derin sevdaların otağını kurduğu mekândı. Dağ, yeniden dirilişin dalga dalga ruha yayıldığı diyardı.
Nazlıgül okurunun profil resmi
"Aman baba, hiç kederlenme. Evet, annem vefat etti. Seni de şehit ederlerse benim hâlimi düşünüyorsun değil mi?" Bir süre gözlerini kızından kaçırdı Halit Bey. Duygularının kızı tarafından fark edilmesini istemiyordu. Nezahet sözlerine devam etti. "Merak etme babacığım. Şehit olursan, ben yetim kalmam! Bana millet bakar. Haydi babacığım, dağıt şimdi sıkıntılarını."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.