Skopes'le yüz yüze tanışmak düşüncemi hem olumlamış hem de gözümdeki değerini iyice düşürmüştü. Bakışları üstümde kaçamak gezdirirken yakalamıştım onu: Beş parasız bir adamın, büfedeki yemekleri koklamaktan başka ümidi olmadan,aç bakışlarla seyredişleri gibi değildi. Bu düzenli olarak iyi yiyen, doygun bir pisboğazın göz kaçamağıydı. Aşağılıcıydı, çünkü adam açıkça buna hakkı olduğunu düşünüyordu.